Davacının, davalı avukatına karşı açtığı menfi tespit davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Bir dava sulh ile sonuçlandığında, avukatın, müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan ya da sözleşmenin bulunmaması halinde, Avukatlık Kanunun 164/4 maddesi uyarınca belirlenecek ücreti ve davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini isteyebileceği, müteselsil sorumluluk gereğince aynı sorumluluğun, müvekkille sulh olan karşı taraf için de geçerli olduğu- Davacının hak etmiş olduğu vekalet ücretinden, müvekkilin avukata ödemesi gereken ve hasma tahmili gereken ayrımı yapılmaksızın, davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği- Karşı yan vekalet ücretinde sulh tarihi itibariyle yürürlükte bulunun Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplama yapılması gerektiği-
Avukatın azledilmeden önce akdi ve karşı yan ücret alacağına konu dava dosyalarını davalı lehine sonuçlandırması karşısında, azlin haklı ya da haksız olduğuna bakılmaksızın davacı avukatın akdi ve karşı yan ücretlerine hak kazandığının kabulü gerektiği- Taraflar arasındaki  sözleşmede, "önalım hakkına konu taşınmazın %30'u" avukatlık ücreti olarak kararlaştırılmış olup , ön alım davalarına konu 4 adet dosyanın harçlandırılmış müddeabihleri üzerinden tavan oran olan %25 esas alınarak akdi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği; dava konusu dosyalarla ilgisi olmayan ve azil tarihinden sonra yapılan icra dosyasındaki kıymet takdir raporunda belirlenen hisse değerleri esas alınarak karar verilemeyeceği- Vekalet ücreti alacağı, icra takip tarihi itibariyle muaccel hale geldiğinden, mahkemece, "dava tarihi" değil, icra takip tarihi esas alınarak faize hükmedilmesi gerektiği-
Davalı tarafından verilen 02.08.2010 tarihli vekaletname uyarınca bir kısım dosyayı takip ettiğini, 17.6.2014 tarihinde haksız olarak azledildiğini, Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesi gereği tarifeye göre ödenmesi gereken 7.325,00TL ücretin ödenmediğini ileri sürerek; alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ve % 20 tazminata hükmedilmesine-
"Talep konusu miktarın, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması durumunda, kısmi dava açılamayacağını" öngören HMK.'nun 109/2. maddesi, karar tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, davacı avukat tarafından vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak açılan kısmi davanın esasına girilmesi gerektiği-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 s. K. kapsamında olması için; mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerektiği- Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinde davacının, ticari işlerinde avukat olarak görev yaptığı anlaşıldığından, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olmadığının kabulü gerektiği-
Avukat ile davalı şirket arasındaki avukatlık hizmet sözleşmesine dayalı vekalet ilişkisinde davalının anonim şirket olduğu ve davalının ticari amaçla hareket ettiği görüldüğünden, taraflar arasındaki hukuki İlişkinin tüketici işlemi olmadığının kabulü ile vekalet ücreti ile masraf alacağına ilişkin  davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Davaya dayanak teşkil eden vealet sözleşmesinin içeriğinin sonradan doldurulduğu, imzanın belgeye sonradan eklenen kısımlardan önce veya sonra atılıp atılamayacağının tespit edilemeyeceği, bu halde sözleşmenin geçersiz olduğuna karar verimiş ise de sözleşmenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat yükü davalıya ait olup, aynı kuvvetteki delillerle ispatlanması gerektiği-