Davacılar, davalının geçirdiği kaza nedeniyle sigorta şirketinden tazminat alabilmesi için gerekli işlemlerin kendilerince yerine getirilmesi karşılığında aralarındaki sözlü anlaşma ile tazminat miktarının % 50'si oranında kararlaştırılan ücretin davalıdan tahsilini istemiş davalı, aralarında böyle bir anlaşma yapılmadığını savunmuş, davacıların yemin teklifi üzerine alınan beyanında, davacılara nakit olarak elden 13.200,00 TL ödeme yaptığını belirtmiş, müteakip celse, davalı vekili müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme gereği müvekkilinin aldığı tazminat miktarının yasal avukatlık ücret tarifesi uyarınca % 12'sini ödediğini ifade etmiş olup mahkemece, bu beyan dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 3.168,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; davacının davalıya 13.200,00 TL ödediğine ilişkin beyanı kendisini bağlamakta olup, davacı bu beyanı ile ispat yükünü üzerine almış olduğundan, mahkemece, bu beyanının bağlayıcı olduğu dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı, avukatı davalının işi gereği gibi yerine getirmediğini ispat edemediğinden, davalının ücrete hak kazandığı, ancak mahkemece, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hükmün verildiği tarihteki yürürlükte olan tarifenin esas alınması gerektiği- Davalı avukatın, vekalet ücretinin tahsili için iş bu davaya konu icra dosyasında takibe geçtiği ve halen aynı takip ile ilgili devam eden bir de itirazın iptali davası olduğu anlaşıldığından, ve itirazın iptali davasında da aynı konuya ilişkin bilirkişi raporu tesis edilmiş olup, yargılama giderleri için yapılan takipler noktasında vekalet ücreti hakedilmediği belirtilerek hesap yapılmış olduğundan, mahkemece, itirazın iptali dosyası da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği-
Avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Vekalet ücretinden kaynaklı itirazın iptali davasında kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Açılan dava kısmen kabul kısmen red ile sonuçlanmış olmakla; davalılar lehine reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceğii-
Davacının müvekkili davalıdan talep ettiği vekalet ücreti alacağından fazlasına hükmedilemeyeceği-
Mükerrer vekalet ücreti alacağına hükmedilmemesi için diğer dava dosyanın birlikte ele alınıp davacının icra takip dosyası ve davadan kaynaklanan vekalet ücreti alacağından davalının payına düşen miktarın belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece "davacı-avukatın 2007 yılında devam eden dosyalarda hizmeti olmadığı, taraflar arasında -bir yıllık hizmet sözleşmesinden sonra yeni- bir sözleşmenin de yapılmadığı" kanaatine varılmışsa da, dava dosyalarında 2007' nin 4. ayına kadar davalı adına davacı dışında başka bir vekilin vekaletname sunmadığı, bu durumda 2007 yılı içinde yapılan duruşma tutanaklarında geçen davalı İl Özel İdaresi vekilinin davacı vekil olduğu, celselere giren avukatın başka bir avukat olduğunu davalının ispatlayamadığı görüldüğünden, davacının 2007 yılında takip ettiği ve başka bir vekil devralmadan önce bitmiş olan dosyalardan lehine hükmedilen karşı yan vekalet ücretlerini davalıdan talep etme hakkına sahip olduğu-
Borçlu-asil, yalnız başına (vekalet sözleşmesi imzaladığı avukatına) ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda olduğundan, alacağın (vekalet ücretinin) likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Tapu iptal tescil davası açılması ve menfi tespit davasında temsil edilmesi amacıyla avukata vekalet veren asilin "tüketici" konumunda olduğu- Sulh sonrası haksız olarak azledildiklerini ileri süren avukatın vekalet ücretine ilişkin açtığı davanın "tüketici mahkemesinde" görülmesi gerektiği-
