Davalı 3. kişi şirket haciz adresinde borcun doğumundan sonra borçlu ile aynı alanda şube adresi olarak faaliyet göstermeye başlamış olup, davalı 3. kişi tarafından sunulan her zaman ve isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı bulunan borcun doğumundan sonra düzenlenmiş faturanın yasal karinenin aksini ispata yeterli olmayacağı-
Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olmasının gerekeceği, borçlunun üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmaması ya da İİK’nun 96/2. maddesi gereği yokluğunda yapılan üçüncü kişinin istihkak iddiası kendisine bildirilmesine rağmen verilen 3 günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek olmadığı, çünkü bu durumda borçlunun istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı-
Davalı 3. kişi şirket ile davadışı borçlu şirketin aynı alanda faaliyet göstermeleri ve ortaklarının kardeş olması nedeni ile organik bağ içinde olmalarının tek başına muvazaayı göstermeyeceği-
Alacaklı şirketin, tabiyetinde bulunduğu Panama ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla veya fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunmadığı belirtildiğine göre, davacının teminat yatırması gerektiği, bu durumda, mahkemece, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için kesin süre verilmesinin, kesin sürede teminatın yatırılmaması halinde istihkak davasının usulden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Haciz mahallinde borçluya ait çok sayıda evrakların bulunması sebebiyle İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulünün gerekeceği, bu sebeple, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişinin delillerinin ispat yükünü karşılayıp karşılamadığının ve aleyhine olan karineyi çürütüp çürütemediğinin irdelenmesinin gerekeceği, davalı 3. kişinin, eldeki davada delil olarak işyeri su faturasına, KDV tahakkuk fişi fotokopisine, 13.01.2011 tarihli faturaya ve tanık beyanlarına dayandığı, ancak su faturası ve tahakkuk fişinin haciz tarihinden sonraki dönemlere isabet ettiği, sunulan faturanın da her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olup istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceği, davalı 3. kişinin dayandığı deliller ile alacaklı lehine olan karinenin aksini ispat edemediği-
Dava konusu haczin yapıldığı icra takibine dayanak senet ile ilgili ceza mahkemesinde sahtecilik iddiası ile açılmış kamu davasının bulunduğu, ceza davasında verilecek karar eldeki istihkak davasının sonucunu etkileyecek mahiyette olduğundan bekletici sorun (HMK. mad. 165) yapılmasının gerekeceği, belirtilen husus dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı şirket yetkilisi haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmakla, İİK’nun 96/3. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal hak düşürücü sürenin kesildiği, İcra Müdürlüğü tarafından İİK'nun 99. maddesinin uygulanmasına yönelik işlemin iptali kararının üçüncü kişiye tebliğinin dava açma süresini başlatan bir işlem olmadığı, hak düşürücü dava açma süresinin başlaması için, İİK'nun 97/1. maddesine göre İcra Müdürlüğü'nce prosedürün uygulanmasının, icra mahkemesince verilen, takibin ertelenmesi ya da devamına ilişkin kararın 3. kişiye tebliğinin gerekeceği-
Borçlu ile üçüncü kişinin alacaklıların alacaklarına ulaşmasını engellemek amacıyla danışıklı (muvazaalı) olarak birlikte hareket ettikleri, borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan ve takibe dayanak borç işletme devrinden önce doğduğundan, İİK’nun 44. ve 6098 sayılı TBK’nun 202. maddelerinin uygulanması gerekeceğinden, işletmeyi devralan kişinin, devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabulüne karar verileceği-
Haczedilen şey borçlunun elinde olmayıpta üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa icra müdürü, o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet vereceği, bu mühlet içinde icra hâkimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiasının kabul edilmiş sayılacağı, bu durumda da mahcuzlar üzerindeki haczin kalkacağı, alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasında takibin durdurulması yönünde bir tedbir kararı getirilmediği sürece tasarrufun iptali istemi ile açılan davanın haczin devamı için gerekçe olarak gösterilemeyeceği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde, davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-