3. kişi bankanın, haciz yazısına karşı "mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkının olduğunu" ileri sürmesinin istihkak iddiası niteliğinde olduğu, haczedilen şey (hesaptaki para) 3. kişi banka nezdinde bulunduğundan istihkak iddiasıyla ilgili olarak İİK'nun 99. maddesindeki prosedürün uygulanmasının gerekeceği, dolayısıyla anılan prosedür uygulanmadan üzerinde istihkak iddia edilen hacizli paranın bu aşamada bankadan istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlığın, alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca “istihkak iddiasının reddi” istemine ilişkin olduğu, mahkemece öncellikle istemin istihkak iddiasının reddi davası olarak vasıflandırılarak yargılamayı istihkak prosedürüne göre sürdürülmesi, tarafların delillerini toplayıp varsa noksan harcı tamamlattırdıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği--
Şikayetçi 3. kişi, icra mahkemesinden haczin İİK'nun 99. maddesine göre yapılması ve alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmesi gerektiğini belirterek icra müdürlüğünün İİK'nun 99. maddesinin uygulanması talebinin reddine ilişkin işleminin iptalini, İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluyla istediğinden, mahkemece, şikayetçinin istemi aşılarak, ortada bir istihkak davası olmadığı halde talebi istihkak davası olarak nitelendirilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı borçlunun istihkak iddiasını kabul etmesinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği, gerçekten de İİK.'nun 97/12. maddesinde: "Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz." düzenlemesinin yer almakta olmasından dolayı davanın reddine yönelik hüküm kurulmasının gerekli ve yeterli olduğu için hükmün infazında tereddüt yaratacak şekilde hem davanın reddine hem de borçlu yönünden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı, ihtiyati tedbir niteliğinde olup mahkemece bu kararın şikayetçi bankaya gönderilmesi ve bankanın bu tedbir şerhini işlemesi durumunda ortada icra müdürlüğünce konulmuş bir haciz bulunmadığından ve dolayısıyla bankanın, tedbir şerhinin işlenmesi talebine karşı istihkak iddiasında bulunması beklenemeyeceğinden, icra müdürlüğünce yazılan haciz yazısına bankaca verilen cevap üzerine, icra müdürlüğünce İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak prosedürünün işletilmesi gerekirken, yeniden bankaya yazılan yazı ile paranın gönderilmesinin istenmesinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasında, haciz mahallinde borçluya ait evrakların ve vergi levhasının bulunmasının alacaklı yararına mülkiyete karine teşkil edeceği ve üçüncü kişinin bu karinenin aksini ancak kesin ve inandırıcı delillerle ispat edebileceği- İcra memurunun İİK. mad. 97 uyarınca işlem yapması gerekirken, hatalı olarak İİK'nun 99. maddesine göre işlem yaparak alacaklının dava açmak zorunda bırakılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı-
Davacı üçüncü kişinin işyerinde yapılan hacize üzerine açılan istihkak davasında, mahkemece, "ibraz edilen kira sözleşmesinin bu adrese ait olmadığı, davacı ve borçlunun aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, davacı tarafından ibraz edilen faturaların haczedilen mallara uyumluluk gösterdiği ancak davacının ibraz ettiği defterlerde kaydına rastlanmadığı"ndan istihkak iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile "davanın reddi"ne karar verilmişse de; mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi yararına olup davanın İİK. madç 96 uyarınca, üçüncü kişi tarafından açılmasının, ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmayacağı, karine aksinin alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği, ispat yükü altında olan alacaklı, karinenin aksini kanıtlamaya elverişli, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu ve borçlu ile 3. kişinin adreste birlikte faaliyette bulunduğu kanaatini oluşturacak delilleri dosyaya sunamamış olduğundan, davacı üçüncü kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
8. HD. 19.12.2014 T. E: 11554, K: 22571-
Mahkemece anılan şirketin ve borçlunun iş ortağı olan şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilip incelenerek davacı şirket ile organik bağ içinde olup olmadıklarına bakılması, gerçek bir satışın yapılıp yapılmadığının ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi (satış tarihi, ödeme hususlarına özellikle bakılması), bundan sonra borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilerek toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı açtığı istihkak davasında, faturayı düzenleyen firma defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak faturaların ticari defterlerde, hacizli malların da şirket envanterinde kayıtlı olup olmadıkları tespit edilerek rapor alınıp gerektiğinde firma yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-