Davalı alacaklı ile davacıların murisleri olan dava konusu senet keşidecisi arasında harici gayrimenkul alım satım ilişkin davaya konu senedin muris tarafından imzalanmak suretiyle davacıya verildiği, açığa atılan imzadan sonra senedin doldurulduğu ileri sürülmesine rağmen senedin aradaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun ispat edilemediği, senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak işlemlerin tanıkla ispatının mümkün olmadığı anlaşıldığından ispatlanmayan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkin davada, taraflar tacir ve dava konusu iş her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup, TTK'nun 4. maddesi anlamında ticari dava niteliğindeki davanın TTK. mad. 5 gereğince asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemece, HMK'nın 114/c ve 115/2. maddeleri gereğince, davanın görev yönünden "dava şartı yokluğu" nedeniyle reddi yerine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak hüküm fıkrasında "mahkemenin görevsizliğine" ibaresine yer verilmesinin hatalı olduğu-
Ticari temsilcinin, gerçek anlamda ortak olmadıkça, bağımsız hareket etmedikçe ve murahhas üye olmadığı sürece, iş ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği- Davalılar hukuki ve kişisel olarak işverene bağımlı çalışıyor ise arada iş ilişkisinin, bağımsız çalışıyor ise vekalet ilişkisinin olduğu, yönetim kurulu murahhas üyesi veya ortak ise kişinin organ sıfatı ile ortaklık ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği-
Davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısının da bulunduğu ve bu hususun TTK'da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK'nun 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davacının, davalı bankadan kullandığı ticari kredi nedeniyle alınan masrafların iadesine ilişkin davanın, ticari dava niteliğinde olduğu, Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı-Taraflar arasındaki krediye ilişkin uyuşmazlık ticari krediye ilişkin olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığına göre davaya bakmaya genel mahkemenin görevli olduğundan, tüketici mahkemesinin talep hakkında karar veremeyeceği-
11. HD. 11.04.2016 T. E: 3436, K: 3913-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari satıştan kaynaklanan fatura bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın ticari dava olup ticaret mahkemesinde görüleceği-
Davacının trafik sigorta şirketi, işleteni ve sürücüden trafik kazası nedeniyle trafik yön levhalarına çarpması nedeniyle tazminat talebini zorunlu trafik sigortası poliçesine dayanarak davalı işleten ve sürücü birlikte sigorta şirketinden talep ettiği, bu itibarla davanın, Türk Ticaret Kanunu'nun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığa ticaret mahkemesi sıfatıyla bakıldığından yetkisizlik kararı verilirken İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesi kararını da vermesi gerektiği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle üstlenilip sonradan tadil sözleşmesiyle yapımından vazgeçilen Blok inşaatı ile ilgili fazlaya ilişkin saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkindir davanın TTK. mad. 4/1 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) olmadığı; 4/1-c bendinde TBK'nın 470 v.d. madde hükümlerine atıf yapılmaması nedeniyle "mutlak ticari dava" da olmadığı, asliye hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-