Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına dayalı genel haciz (örnek7) yoluyla ilamsız icra takibinde, kira sözleşmesine davalı/borçlular karşı çıkmadığından ve icra takibine konu kira parasını ödediğini İİK'nun 269/c maddesinde sayılan belgelerden birisiyle kanıtlayamadığına göre, icra mahkemesince itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacı alacaklı vekilinin 28.10.2014 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 13.409.00 TL kira alacağının tahsilini istediği, davalı borçlu süresindeki itirazında alacağın 7.640.00 TL miktarını kabul edip, 5.769,00 TL kısmına itiraz ettiği, bu durumda itirazın kaldırılmasına konu olan kısmın 5.769,00 TL alacağa ilişkin olduğu, mahkemece itirazın bu miktar üzerinden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı kiralayanın, kiracı hakkında başlatılan icra takibine itiraz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle İİK’nun 269/a maddesi gereğince tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bundan sonra davalı kiracının yasal süre içinde takip konusu kira borcunu ödediğini İİK’nun 269/c maddesinde yazılı belgelerle kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Her davada açıldığı zamanki duruma göre hüküm kurulacağı, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli hak doğmuş olacağı, o nedenle mahkemenin Yargıtayca verilen bozma kararına uyması sonunda kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi gerekeceği, buna göre Yargıtay'ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin bu uyma kararı ile bağlı olacağı, bozma gereğince işlem yapmak durumunda olacağı, o halde mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, bozmaya uyma kararı verildiğine göre, ilk bozma kararı içeriğine göre yargılama yapıp, bir karar verilmesi gerekirken 'kira sözleşmesinde artış şartı öngörülmediği' gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlunun, kira bedellerinin ödendiğini, ödemelere ilişkin belgelerin elinde olduğunu belirterek borca itiraz etmesi nedeniyle mahkemece ilgili banka hesap ekstreleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalının 1.431,50 TL borçlu olduğu tespit edilmiş, ancak hükme esas alınan 16/09/2015 tarihli bilirkişi raporunda 08/12/2014 tarihli 700,00 TL bedelli konut kirası adı altında yapılan ödeme dikkate alınmamış, mahkemece 08/12/2014 tarihli 700,00 TL bedelli ödeme dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı borçlu yararına karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar yönünden vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesinin verilmemesinin doğru olmadığı-
Temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderlerin muaccel olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş olmasının, ihtarname ile verilen sürede (konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gün) kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Sadece kira borcunu değil yan gideri de ödemeyen kiracının temerrüdü sebebiyle kiralayan alacaklı tarafından akdin feshi istenebileceği-
Hükümden sonra davacı vekilinin vekaletnamedeki yetkisine istinaden 27/04/2016 tarihinde davadan feragati karşısında bu hususta mahalli mahkemece bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
davacı alacaklı vekili 05.01.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 3.270.00 TL kira alacağı üzerinden takip başlattığı, davalı borçlu süresindeki itirazında alacağın 2.200.00 TL miktarının kabul etmiş 1.070,00 TL kısmına itiraz etmiş olduğu, bu durumda itirazın kaldırılmasının konusunun kabul edilen miktar dışında kalan 1.070,00 TL ye ilişkin olduğu, mahkemece itirazın bu miktar üzerinden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; davaya dayanak Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2014/20938 Esas sayılı takip dosyasında davacı E. Apt. Yönetimi tarafından Ankara 16.Noterliği tarafından düzenlenen 22.07.2014 tarih ve 19022 yevmiye numaralı Av. D.Y. adına düzenlenen vekaletnamede apartman yönetimi adına Y.Y. tarafından vekil tayini için, Altındağ 8.Noterliğinden 01.10.2013 tarih 23733 yevmiye no ile tasdikli E. Apt. Yönetimine ait karar defterinin 1. ve 2. sayfalarında alınan 13.07.2014 tarih ve 1 nolu kararın dayanak gösterildiği; bu durumda 22.07.2014 tarihli vekaletnamede belirtilen, 01.10.2013 tarih 23733 yevmiye no ile tasdikli E. Apt. Yönetimine ait karar defteri getirtilerek ve eksik vekaletler olması halinde tamamlatılmak sureti ile karar verilmesi gerektiği-