Somut olayda, davalı borçlular vekili itirazında, kira ilişkisine itiraz etmediği, aksine alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisini kabul ederek, kira bedelinin yeniden uyarlama ile tespiti gerektiğini ileri sürdüğü, davalı borçlular vekili takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisinin kesinleştiği, zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın kira miktarı konusunda olduğu, bu durumda mahkemece aylık kira bedeli sözleşmede kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde kira bedellerinin müvekkili ve eşi tarafından davacı şirket yetkilisi adına kayıtlı banka hesabına ödendiğini bildirerek, ....bank hesap dökümünün istenmesini talep ettiği, ancak davacı şirket yetkilisi M. E. adına kayıtlı hesap ekstresi dosya içerisinde bulunmadığından ödemelerin yapılıp yapılmadığı denetlenemediği, bu durumda, mahkemece, kira ödemesi yapıldığı iddia edilen şirket yetkilisine ait hesap ekstresi getirtilip incelenerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta davacı vekilinin dosyaya ibraz olunan tarihsiz dilekçesinde, HMK’nun 123. maddesi gereğince davasını geri aldığı, davalı vekilinin vermiş olduğu 04.03.2016 günlü dilekçe içeriğinden ise davanın geri alınmasının kabul edildiği anlaşıldığından, mahkemece talep doğrultusunda işlem yapılmak üzere, kararın bozulması gerektiği-
Davacı alacaklı, sözleşmedeki artış şartı gereğince 2014 yılı K. ve Aralık ayları kiralarının eksik ödendiğinden bahisle 858,00 TL'nin tahsilini talep ettiği, davalı borçlunun icra takibine, borca ve kira bedeline itiraz etmemesi sebebiyle, icra takibi ve kira borç miktarının kesinleştiği, artık davalının 'kira bedelinin tespitinin, kira artış oranlarının belirlenmesinin icra mahkemesi görevi dışında kaldığı' savunmasına değer verilemeyeceği, bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek, davalının ödeme savunması üzerinde de durularak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığı-
Kiralanan taşınmaz paylı mülkiyete konu ise her bir paydaşın sadece kendi payına düşen alacağı talep edebileceği, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların birlikte icra takibi başlatmaları gerekeceği, dava konusu taşınmazın 16/07/2007 tarihinden itibaren paylı mülkiyete konu olduğu ve davacı alacaklının 1/3 pay sahibi olduğunun sabit olduğu, bu durumda davacı alacaklının payına düşen kira bedelini talep edebileceği davacının muacceliyet şartına dayalı olarak takip sonrasındaki dönem kira alacağını da istemiş olması karşısında muacceliyet şartının geçerli olup olmadığı değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar davalı borçlu 2014 yılı Temmuz ve Ağustos aylarına ait kira bedelinin ödendiğine dair banka dekontu ibraz ederek 2014 yılı Mayıs ayına ait kira bedelinin de ödendiğini savunmuş ise de banka aracılıyla yapılan ödemelerde davacı alacaklının ihtirazi kayıt ileri sürmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle sonraki aylara ait yapılan kira ödemesi önceki aylara ait kira bedellerinin ödendiğine karine teşkil etmediği, davalı borçlunun, kira sözleşmesindeki imzasına ve kira miktarına karşı çıkmadığına göre takip konusu aya ait kira bedelini ödediğini İ.İ.K.269/c. maddesinde belirtilen belgeler ile kanıtlaması gerektiği-
Yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabileceği, tanık dinlenemeyeceği, kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmekle yükümlü olduğu, kiracının kiralananı iade borcunun, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulacağı, aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin devam edeceği-
Davacı alacaklı tarafından icra inkar tazminatının yargılamanın her aşamasında talep edilebileceği, mahkemece, itirazın 223.925,22 TL üzerinden kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle bu miktar üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, talebi olmadığından bahisle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi talebi- Davalı borçlu şirket hakkında 29.12.2014 tarihinde tahliye talepli olarak başlatılan icra takibi ile borçluya 30 günlük ödeme süresi verilmiş olması, davalı borçlu şirketin kiracılık ilişkisine ve aylık kira parasına karşı çıkmaması ve kesinleşen borç miktarının yasal sürede ödendiğinin davalı borçlu şirket tarafından İİK'nun 269/c maddesinde sayılan belgelerle kanıtlanamaması nedeniyle temerrüt olgusunun gerçekleştiği Mahkemece de belirlenmesine karşın, davalı şirketin kiralanandan tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliye isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlunun itirazı ile bağlı olup, yargılama aşamasında itiraz nedenlerini genişletilemeyeceği- Davalı borçlunun kira sözleşmesine ve aylık kira miktarına itiraz etmediğine göre borcu ödediğini İ.İ.K.nun 68. maddesindeki belgeler ile kanıtlaması gerekeceği, takip konusu borcu ödediğine dair belge ibraz edemediğine göre mahkemece davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-