Sözleşmede, aylık kira parasının 3.500 TL olduğu ve her ayın 1 ile 5’i arasında banka hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının, icra takibindeki aylık kira miktarına, sözleşmedeki imzaya karşı çıkmadığına göre, kira borcunun ödendiğini İİK’nun 269/c. maddesinde yazılı olan belgelerden biri ile ispat etmesi gerekeceği-
Davada dayanılan icra dosyasında bulunan Örnek 13 ödeme emrinde yedi günlük itiraz süresi ve otuz günlük ödeme sürelerinin elle sonradan yazıldığı, davacının dava dilekçesine eklediği ödeme emrinde ise itiraz ve ödeme süresi kısımlarının boş olduğu, bunun da davalının itiraz dilekçesinde ve dava sırasında ileri sürdüğü iddialarını teyit ettiği, İİK.nun 269/1 .maddesinin göndermesi ile 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan 30 günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemeyeceği, bu durumda davalının temerrüdü gerçekleşmemiş olup, tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi-
Her ne kadar davalı yargılama aşamasında ödeme belgesi ibraz etmemiş ise de ödeme belgesi borcu sona erdiren özelliği nedeniyle yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden davalının temyiz dilekçesine ekli 29/01/2015 tarihli 15.000,00 TL bedelli ödeme belgesi ile ilgili taraf beyanları alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Davalı borçlunun süresinde verdiği itiraz dilekçesinde borca itiraz ettiği; dosyadaki ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verildiği; davacı tarafça tahliye istemli davanın, İİK.'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenilmeden 21/08/2015 tarihinde açıldığı; ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı; bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Kira miktarını ispat yükü kiraya verende, kira bedelinin ödendiğini ispat yükü ise kiracıda olduğu- Davalı borçlunun takip konusu döneme ait kira bedelini ödediğini yazılı delil ile kanıtlaması gerektiği- TBK mad. 101'e göre; ödeme belgesinde açıklama yoksa kiralayanın, yapılan ödemeleri, ödenmeyen ayların kira bedelinden dilediği ay kira bedeli olarak kabul edebileceği-
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmadığı, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği- Taşınmazın ilgili birimce mühürlenmiş olması anahtarların usule uygun teslimine engel teşkil etmediği, davalı borçlunun, anahtarları kiraya verene teslim ettiğine dair yazılı bir belge ibraz edemediği, bu durumda davacı alacaklının dava dilekçesinde de açıkça bildirdiği tarih olan 01/08/2014 tarihi tahliye tarihi kabul edilerek bu tarihe kadar olan kira bedelleri üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken 31/05/2014 tarihi itibariyle mecurun tahliye edildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
TBK.'nun 315. maddesi uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya veren tarafından açılması gerekeceği, kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekeceği; bu koşulların birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabileceği- Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütüleceği, dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Somut olayda, davalı borçlular vekili itirazında, kira ilişkisine itiraz etmediği, aksine alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisini kabul ederek, kira bedelinin yeniden uyarlama ile tespiti gerektiğini ileri sürdüğü, davalı borçlular vekili takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisinin kesinleştiği, zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın kira miktarı konusunda olduğu, bu durumda mahkemece aylık kira bedeli sözleşmede kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde kira bedellerinin müvekkili ve eşi tarafından davacı şirket yetkilisi adına kayıtlı banka hesabına ödendiğini bildirerek, ....bank hesap dökümünün istenmesini talep ettiği, ancak davacı şirket yetkilisi M. E. adına kayıtlı hesap ekstresi dosya içerisinde bulunmadığından ödemelerin yapılıp yapılmadığı denetlenemediği, bu durumda, mahkemece, kira ödemesi yapıldığı iddia edilen şirket yetkilisine ait hesap ekstresi getirtilip incelenerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
