6100 sayılı HMK'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmü düzenlendiği, davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, asıl alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep edildiği, mahkemece, talep olmadığı halde talep aşılarak davalının taşınmazdan tahliyesine, davalı tarafından taşınmazın boş olarak davacı alacaklıya teslimine karar verilmesi doğru olmadığı-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi- Borçlu kiracının, kiralananın onarımı (TBK.305-306) için yaptığı giderler tutarını kira borcu ile takas edebilmesi için, bu onarımı kiralayanın muvafakatı ile yapmış olduğunu İİK’nun 269/c,I maddesindeki belgelerden biri veya kiralananın ikrarı ile İcra Mahkemesinde ispat etmesi gerekeceği, davalının ibraz etmiş olduğu belgelerin 269/c,I maddesinde sayılan belgelerden olmadığından davalı tarafından takibe konu bakiye alacağın ödendiği ispat edilemediğinden Mahkemece, itirazın kaldırılması ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Davaya ve karara esas alınan icra dosyasının incelenmesinde, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen 30 gün süreli ödeme emrinin, davalı borçlu kiracı A. Yayınları Matbaacılık Dağıtım San. Tic. Ltd. Şirketi’ne tebliğ edilmeden iade edildiği görüldüğü, borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilmediğinden ve borçlunun itiraz hakkı doğmadığından, borçlunun takibi haricen öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi Yasa’nın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda hukuken geçerli bir itiraz bulunmadan, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istenemeyeceğinden Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı kiracıya ödeme emrinin tebliğ edildiği kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkin davada davacı C.B. tarafından vasisi olduğu C. B. adına davalı borçlu kiracı hakkında sözlü kira aktine dayanarak ödenmediği iddia olunan kira borçları sebebiyle, 19.08.2015 tarihinde haciz ve tahliye istekli icra takibi başlatılmış, davalının icra takibine vaki itirazı üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye istekli olarak İcra Mahkemesi'ne C. B. tarafından kendi adına verilen 07.08.2015 günlü vekaletnameye dayalı olarak vekili tarafından dava açıldığı, vasinin, kısıtlının kanuni temsilcisi olup, ancak onun adına takip yapabilip, dava açabileceği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, davacı alacaklının, 11.02.2015 tarihinde başlatılan icra takibi ile ödenmediği iddia olunan kira bedellerinin davalıdan tahsilini istediği, takip talepnamesine taraflarca imzalanan 01.05.2014 başlangıç tarihli 2 yıl süreli yazılı kira sözleşmesini eklediği takip dayanağı olarak da gösterdiği, yazılı kira sözleşmesinde kiralananın adresi açıkça yazıldığı, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen ödeme emrinin davalı borçluya tebliğine rağmen davalı borçlu tarafından kira sözleşmesine açıkça karşı çıkılmadığı, ayrıca İcra Mahkemesi'ne tahliye için sunulan dava dilekçesinin hem konu, hem neticei talep kısmında davalı borçlunun" H....." adresinde bulunan K. CAFE isimli mecurdan tahliyesinin istendiği belirtildiği gibi, taraflar arasında başka kira ilişkisinin bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece tahliye talebine konu kiralananın davalı tarafça bilinebilecek durumda olduğu kabul edilerek, işin esasının incelenmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığı-
Kira sözleşmesinin, davacılar İ., S., İ. ve M.A. T. ve takip ve dava dışı bırakılan H., Y. ve H. T. ile davalı şirket arasında düzenlendiği, yazılı kira sözleşmesinde, aylık kiranın tamamının kiralayanlardan hangisine özellikle davacılara ödeneceği hakkında bir kayıt bulunmadığı, bu durumda kira parasının bölünerek ve eşit olarak tüm kiralayanlara ayrı ayrı ödenmesi gerekeceğinden, mahkemece davacıların talepleri doğrultusunda, paylarına düşen kira paraları üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılmasına ilişkin talebin tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı alacaklı, borçlunun 2014 Ağustos ve Eylül aylar kira bedelleri ile ortak gider borçları toplamı 884,02 TL'nı ödemediği iddiasıyla, davalı hakkında 08.10.2014 tarihinde icra takibi başlattığı, 13 nolu ihtarlı ödeme emri davalıya 14.10.2011 tebliğ edilmiş ve ödeme emrinde ödeme süresi olarak otuz gün süre verildiği, davacı İİK 269/1 maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315 maddesinde öngörülen otuz günlük ödeme süresini beklemeden 07.11.2014 tarihinde İcra Mahkemesi'nden tahliye isteminde bulunduğu, ödeme süresi dolmadan ve temerrüt gerçekleşmeden tahliye istenemeyeceğinden, mahkemece süresinde açılmayan tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Kiralanan taşınmaz paylı mülkiyete konu ise her bir paydaş sadece kendi payına düşen alacağı talep edebileceği, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların birlikte icra takibi başlatmaları gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin uyuşmazlıkta davalı borçlunun İİK.nun 269/c maddesinde belirtilen makbuz ve belgelerden biri ile takibe konu kira bedellerini ödediğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini kanıtlayamadığına göre, mahkemece itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken, tanzim tarihi belirsiz olan söz konusu protokol hükümleri değerlendirilerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin uyuşmazlıkta takibe konu kira tutarının ispatı kiralayana ait olduğu- Davacının tek yanlı kira oranı ve kira bedeli belirlemesine itibar edilemeyeceği, sözleşmenin arkasına eklenen aylık kira bedelinin 6.000,00 TL olduğuna dair ibare davalı tarafından değil, kiracının eşi olduğu anlaşılan dava dışı F. Ö. tarafından imzalanmış olduğundan davacının ibraz ettiği kira sözleşmesinde artış şartı belli ve muayyen olduğundan, mahkemece TBK.'nun 344. maddesindeki sınırlama da gözetilerek sözleşmedeki artış şartı uygulanmak suretiyle talep edilen aylara ait kira bedelinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
