Aynı tarihte açılan bir davanın derdest sayılabilmesi için iki davanın sebebinin taraflarının ve konusunun aynı olması gerektiği- Davacı İİK.nun 269/a maddesi gereğince kiralanandan tahliyesini, aynı icra takibine dayanarak aynı tarihte açmış olduğu davada ise İİK.nun 269/c maddesi gereğince itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş olup, her iki davanın tarafları aynı ise de, dava sebepleri farklı olduğundan derdest sayılmaması gerekeceği-
İtirazın kaldırılması-Tahliye-
Davacının kiralananı satın aldığını ve kira bedellerinin artık kendisine ödenmesi gerektiğini davalı kiracıya önceden ihtar etmediği anlaşıldığına göre mahkemece bu husus gözardı edilerek tahliye isteğinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile tahliye istemine ilişkin olduğu, kira sözleşmesinde kira parasının her ayın 15. günü peşin ödeneceği, her yıl İTO Tüfe artış oranı ile artırım yapılacağı ve kira paralarından herhangi birinin zamanında ödenmemesi halinde o döneme ait bakiye tüm kira alacağının muaccel olacağı hükmünün bulunduğu, bu şartların geçerli olup tarafları bağlayacağı, ödemelerin davacı tarafından ihtirazi kayıtsız olarak tahsil edilmesinin sözleşmedeki artış şartından vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği, tüm ödemeler dikkate alınarak kira farkı oluşup oluşmadığı ve buna bağlı olarak sözleşmede yazılı muacceliyet koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilerek karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesine göre kira bedeli her ayın 22'sinde ödeneceği, iki ay kira parası ödenmediği takdirde dönem sonuna kadar kira bedellerinin muaccel olacağı kararlaştırılmış olup, 19 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan icra takibi ile Nisan ve Mayıs kira paraları ödenmediği için muacceliyet koşulu gerçekleştiği-
Mahkemece her ne kadar davalı tarafından davacıya çekilen ihtarda hesap numarasının bildirilmesinin istenilmesine rağmen bildirilmemiş olduğu, inkar edilen sözlü kira sözleşmesine dayanılarak tahliye istenilemeyeceğinden bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de, esasen davalı tarafın itirazında kira ilişkisine karşı çıkmamış olup, aylık kiranın 300 TL olduğunu beyan etmesine rağmen kabul edilen bu kısmı da ödemediği, bu durumda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi üzerine icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinde otuz günlük ödeme süresi yerine yedi günlük ödeme süresi yazılmış olduğundan davalı borçlunun temerrüdünden söz edilemeyeceği-
Takip talebinde hem ‘tahliye’ ve hem de ‘alacağın ödenmesi’nin istenmiş olması halinde; borçlu-kiracıya ‘tahliye’ yönünden ‘örnek:13’, ‘kira alacağı’ yönünden ise ‘örnek 7’ ödeme emri gönderilebileceği-
Borçlu davalı İİK.nun 62. maddesi gereğince itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını itiraz dilekçesinde açıkça göstermediğinden takip talepnamesinde belirtilen kira miktarı da kesinleşmiş olup, davalı borçlunun, borcun ödendiğini İİK.nun 269/c maddesinde yazılı belgelerden biri ile kanıtlaması gerekeceği-