Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen, davacı ile davalı arasında imzalanıldığı ileri sürülen 15/03/2011 tarihli mutabakat uyarınca 2010 Eylül-2011 Mart ayları arası yedi aylık kira bedelini ödediği, Mart 2011- Mart 2012 arası bir yıllık kira parasının ödenmeyeceği konusunda anlaştıkları anlaşıldığından, mahkeme tarafından 15/03/2011 tarihli mutabakat belgesine karşı davacının beyanları sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu kiracıya ihtarlı ödeme emri gönderilmedikçe ödeme emrindeki sürelerin işlemeyeceği, borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesinin sonucu değiştirmeyeceği, yani davacı alacaklının bu durumda icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunamayacağı-
İcra takibinde sözlü kira ilişkisine dayanılması halinde alacaklı-kiralayanın aylık kira bedelini kanıtlamak zorunda olduğu-
Kira parasının ödenmesi ve tahliye istemli icra takibinin alacaklı yerine –kira sözleşmesini vekil sıfatıyla imzalamış olan- alacaklı vekili tarafından şahsen yapılamayacağı, taraf ehliyeti ile ilgili olan bu hususun kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Mahkemece, tensip zaptı ile davacı vekiline doğru icra müdürlüğü ve icra dosyasının bildirilmesi için iki haftalık kesin süre verildiği halde, verilen kesin süreye rağmen yanlışlığın giderilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı vekili adına çıkartılan tebligat zarfında tensip zaptını ihtiva ettiği açıkça belirtilmediği gibi davacı vekilinin maddi hatasını ön inceleme aşamasında düzelttiği nazara alınarak davanın esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-borçlunun (kiracının) kira borcunu ödediğini isbat etmekle yükümlü olduğunu, bunu da ancak İİK.’nun 269/c maddesinde nitelikleri belirtilen belgelerle kanıtlaması gerekeceği-
Kira sözleşmelerine konulan “yeni kira döneminde kira parasının ‘DİE’nin açıkladığı oranda artış yapılacağı’, ‘ÜFE, TÜFE ortalamasına göre kiranın artırılacağı’, ‘kira artışlarının her yıl İstanbul Ticaret Odasının belirlediği TÜFE oranında olacağı’ , ‘kira artışının TEFE-TÜFE oranında yapılacağı’, ‘kira artışının enflasyon oranında yapılacağı’ vb. şeklindeki kayıtların geçerli olmayacağı-
Dava konusu taşınmazın tapuda “paylı mülkiyet” hükümlerine tabi olması nedeniyle kira parası bölünebilen alacaklardan olduğundan, mahkemece her paydaşın kendi payına isabet eden oranda kiracıdan kira parası talep edebileceği-