Tarafların ailelerinin evlilik birliğine müdahalelerine sessiz kaldıkları, davalı kocanın birlik görevlerini ihmal ettiği, eşini istemediğini söylediği anlaşılmakta ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davalı koca eşine göre daha ağır kusurlu olacağından, tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesi uyarınca davacı kadının maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olacağı-
Boşanma davası görülürken, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı kocanın eşine sürekli olarak ağır hakaret ve aşağılamada bulunduğu anlaşılmakta ise, iki tarafın da kusurlu kabul edileceği, ancak davalı koca daha fazla kusurlu olacağından tarafların eşit kusurlu olarak kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Boşanmaya neden olan olaylarda kocası askerde iken güven sarsıcı davranışlarda bulunan, kocaya ait şahsi eşyalarla birlikte ortak konuttaki eşyaları boşaltan kadın ile, eşinin ailesini ortak konuta kabul etmeyen, eşinin babasına ağır hakaret içeren mesajlar çeken ve eşi hakkında ağır isnatlarda bulunan koca'nın eşit oranda kusurlu olduğu anlaşılmakta ise, eşit oranda kusurlu bulunan koca yararına 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 174/1-2. maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat takdir edilmesinin doğru olmayacağı-
Aleyhine boşanma davası açılan eşin bu dava içinde sözlü veya yazılı olarak maddi ve manevi tazminat isteyebileceği, bu isteklerini bağımsız bir davayla ileri sürmesi halinde ise nisbi harç yatırmak zorunda olacağı-
Boşanma davasında; davalı-davacı kocanın mahkemece tespit edilen kusurları yanında eşine salak diyerek "hakaret" ettiği ve düğün fotoğraflarını yırttığı anlaşılmakta ve toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmamış ise manevi tazminat talebinin reddi gerekeceği-
Tedavi giderleri evlilik birliğinin eşlere sağladığı mevcut yararlar arasında olup,davanın TMK. 174/1 maddesi kapsamında açılmış tazminat davası olarak nitelendirilmesi ve bu davalarda aile mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü gerekeceği-
Ziynet eşyalarına karşılık maddi tazminat talep edilmiş ise,bunun boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, ziynet eşyası alacağına ilişkin olduğu ve delillerin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği-
Maddi tazminat talebi, ziynet eşyalarının bedeline ilişkin ise, bu talebin aynı zamanda Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin doğru olmayacağı-
Taraflar arasında yaşanan fiziksel şiddet olayından sonra bu davranışın kadın tarafından affedilmesi halinde ve kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden başka bir davranış da kanıtlanamamışsa, kadın lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği-