İlke olarak kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası (emsal kira sözleşmesi ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak) rayice göre belirleneceği, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TEFE(ÜFE) artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil bedelinin rayiç değerlere göre takdir edileceği-
Davacı ve davalı kardeş olup, kabul kapsamındaki taşınmazların ortak murislerinden intikal ettiği; murisin 1984 yılında öldüğü ve davalının anılan taşınmazları çok uzun süredir ekip biçmek suretiyle kullandığı, davacının bu kullanıma ses çıkarmadığı ve davalıya herhangi bir biçimde ihtar keşide etmediği sabit olduğundan davalının tasarrufunun onaya dayalı olduğu ve dava açılmakla muvafakatın geri alındığı gözetilerek, davacının ecrimisil isteminin reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Tam gelir yoksunluğu esasına göre, ecrimisil istenebilmesi için talep edilen dönemde hesaba esas ürünün yetişip hasat edilebilmesinin gerekeceği-
Karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağının bulunmadığı-
Taşkın bina yapılmak suretiyle elatıldığı anlaşıldığına göre davacının mülkiyetten kaynaklanan hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile hükmedilmesinin gerekeceği, davada yıkım isteğinin bulunmaması haksız fiilden kaynaklanan elatmanın önlenmesine karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği, yıkım isteği olmadan verilecek kararın davacıya bir fayda temin etmeyeceği yönündeki kararın infazı ilgilendiren bir husus olacağı-
Davacıların kayıt maliki oldukları, davalının kayıtla bir ilgisinin bulunmadığı, öncesinde davacıların oğlu ile evli olması nedeniyle oturmaları için muvafakata dayalı olarak taşınmazın tahsis edildiği, daha sonra davalının eşinden boşandığı, boşanma kararının kesinleştiği ve davalıya ihtarname keşide edilerek taşınmazı boşaltmasının istendiği anlaşılarak, mahkemece muvafakatın ihtarla birlikte geri alındığının kabulü gerektiği- Muvafakatın geri alındığı tarihten dava tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi gerektiği-
Kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak olmadığı- Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141. maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un ve HUMK.'nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu-
İcra takip tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için ecrimisilin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çekişmeye konu taşınmazların yarısının davalının tasarrufunda olduğu dosya kapsamı ile sabit olup esasen bu durum mahkemenin de kabulünde olduğuna göre; her iki parselin yarısının getirdiği en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı üzerinden, davacının payı oranında saptanacak haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle, 3561 Sayılı Kanun kapsamında bir yönetim kayyımı olan Defterdar’ın; burada hazineyi temsilen hareket etmemekte; aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumak için işlem yaptığı-