Davalının bizzat kendi beyanından da kayıtla bir ilgisi bulunmamasına karşın 521 parseli tasarruf ettiği anlaşıldığına göre bu parsel bakımından ecrimisile hükmedilmesinin kural olarak doğru olduğu, ancak davalının, 94 ve 490 parsellerde kullanımının söz konusu olmadığını savunduğu, davacının tanık listesinde bulunan mahalli bilirkişiyi reddettiği, kendisinin de tanık listesi verdiği, ne var ki mahkemece bu husus üzerinde durulmadığı-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım davalarının kural olarak fiilen elatan kişiye karşı açılacağı, somut olayda elattığı ileri sürülen davalı şirket olup, kendisinin de yıkımı istenen binayı inşa ettiğini kabul ettiği, bu durumda anılan şirketin davalı olma sıfatına sahip olduğu, söz konusu binanın bulunduğun parsel aslında şirketin hakim sermayedarı olan dava dışı N. Bilem’e ait olup yıkımın malikin hukukunu doğrudan etkileyeceği, dava binanın ana nüsvesinin bulunduğu bitişik parsele yönelik açıldığına göre HMK’nun 59. maddesinde sözü edilen zorunlu dava arkadaşlığının gereği olarak o parsel malikinin davada yer almasının zorunluluk olduğu-
Mahkemece, dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya bu istek bakımından dava değeri sorularak, açıklattırılıp, belirtilecek değere göre harç ikmali yaptırılmasının, keşif yapılarak gerçek dava değerinin tespiti halinde ise, bakiye harcın tahsil edildikten sonra işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Ecrimisilin; malik olmayan kötü niyetli işgalcinin, zilyet olmayan malike ödemekle sorumlu olduğu bir tazminat olduğu, tazminata hükmedilebilmesi için davacının, davalının işgalini ve işgal süresini ispatlamasının gerekeceği-
Öncelikle tüm paydaşları kapsar şekilde paydaşlar arasında harici bir taksim olgusu olup olmadığı üzerinde durulması, böyle bir taksim olgusu kanıtlanamaz ise dışarıda kalmayacak şekilde tüm paydaşların uzun zamandan beri taşınmazı kullanımı açısından fiili bir durumun yaratılıp yaratılmadığının tespit edilmesi, böyle bir fiili durumun olmadığının anlaşılması halinde ise davacıların taşınmazda payından az veya çok kullandığı veya kullanabilecekleri bir yerin olup olmadığının saptanması, bir başka ifade ile davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazı davalıların ekim yapmak suretiyle haksız kullandıklarını ileri sürülerek dava açılmış olup, dosya kapsamı ile dava tarihine kadar davalıların davacının kayden paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ekim yapmak suretiyle kullandıkları, yargılama sırasında taşınmazı kullanımlarına son vererek yeri davacıya teslim ettiklerinden elatmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı, ancak fuzuli şagilin taşınmaz malikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalıların sorumlu olacağı-
Kesildiği iddia edilen ağaçların köklerinin zeminde mevcut olup olmadığı, kesildiklerine veya söküldüklerine dair zeminde bir emarenin yer alıp almadığı hususlarında teknik bilirkişi tarafından bir değerlendirme yapılmadan davacının beyanına göre kesilen ağaçlarla ilgili rapor düzenlenmiş, diğer taraftan özellikle elatıldığı iddia edilen bölümde yer alan ve davalı tarafından dikildiği ileri sürülen ağaçların yaşı, cinsi ve miktarı hususunda da sağlıklı bilgi verilmemiş olduğundan mahallinde uzman bilirkişiler refakatinde keşif yapılarak, davalının, çekişme konusu taşınmaza müdahalesinin bulunup bulunmadığı, ağaç keserek yerine yeni fidanlar dikip dikmediği hususlarında teknik bilirkişilerden kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
Dava konusu edilen bağımsız bölümün davalının kullanımında olup olmadığı yönünde araştırma ve soruşturma yapılmamış olduğu, bu bölümün de davalının kullanımında olup olmadığının duraksamaya yer verilmeyecek şekilde belirlenmesi gerekeceği-
Yasal düzenlemeler gözardı edilerek harç yatırılmadan açılan davanın eksiklik giderilmeden sonuçlandırılması doğru görülmeyeceğinden, mahkemece yapılacak iş; davacı kayyımı anılan yargı harçlarını ödemesi konusunda, yöntemince önel verilerek sonucuna göre bir karar vermek olacağı-.
İntifadan men’e ilişkin dinlenen davacı tanıklarının beyanları yeterli açıklıkta olmayıp, mahkemece intifadan men’in hangi tarih itibariyle gerçekleştiği açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulmaması gerekeceği-