Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile -ilamsız- takipte, borçlunun itirazının icra mahkemesince kaldırılması halinde, «asıl alacak» değil, «itiraz edilen kısım» üzerinden, inkar tazminatına hükmedileceği—
İtfa sebebiyle takibin iptali isteminin, asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinde incelenebileceği—
İtirazın kaldırılmasına karar verilen, teminat ipoteğini veren üçüncü kişinin -asıl borçlu gibi borcun tamamı üzerinden değil- ipotek limiti üzerinden inkar tazminatıyla sorumlu tutulabileceği—
Borçlar Kanununun 487. maddesinin rehin veren asıl borçlunun kefili hakkında da uygulanabileceği (Alacaklının, asıl borçluya gitmeden, doğrudan doğruya kefil hakkında da takip yapabileceği)—
Borçlunun borcunu devralan üçüncü kişinin, alacaklıya karşı, bütün borçtan kişisel malları ile sorumlu olacağı-
Krediyi temin için, teminat olarak kurulan ipoteğin, İİK’nun 68/I. maddesinde öngörülen belgelerden olmadığı–
Krediyi temin için, teminat olarak kurulan ipoteğin, İİK’nun 68/1 maddesinde öngörülen belgelerden olmadığı-
Borçlunun «yetki itirazı» ile birlikte «borcun aslına» da itiraz etmiş olması halinde, önce yetki itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi ve yetki itirazının kabul edilmemesi halinde, itirazın esası hakkında karar verilmesi gerekeceği—
Kredi sözleşmesinde öngörülen faizin «akdî faiz» olup, temerrüt tarihine kadar, ana paraya bu miktar üzerinden, temerrüt tarihinden itibaren ise, 3095 sayılı Kanuna göre faiz yürütüleceği—
Alacaklı ile borçlu arasında avukatlık ücreti konusunda yapılan sözleşme, icra takibinde geçerli olmadığından, icra mahkemesinin bu sözleşmeye göre -bir, iki, üç misli, % 10 vb. gibi- avukatlık ücretine hükmedemeyeceği—