Sözleşme taraflarının, kararlaştırılacak miktarların ve oranların asgari ve azami hadlerini açıkça belirlemesi gerektiği, aksi halde bu durumun kredi kullanan aleyhine ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette değişmişse artık tarafların o akitle bağlı tutulamayacakları, değişen koşullar karşısında TMK’nun 2. maddesi uyarınca sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkanı doğacağı-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Sözleşme şartlarının bir taraf aleyhine, öngörülemez şekilde, aşırı derece değişmesi durumunda hakimin sözleşmeye müdahale edebileceği- Kredi sözleşmesin geçersizliği olmadığı taktirde uyarlanmasına yönelik açılan davada, hakimin tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri tartışıp değerlendirerek, uyuşmazlığın çözümünde hangi delili neden kabul edip, neden kabul etmediğini gerekçelendirmek suretiyle kararını vermesi gerektiği, mahkemece, sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin kural ve yöntemler gözetilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Sözleşme süresince asgari alım taahhüdünü yerine getirmeyen davacıya davalı tarafından herhangi bir ihtar çekilmediği ve dönem sonunda mal teslim edilmek sureti ile de sözleşmenin fiili durum çerçevesinde devam ettirileceğine dair haklı güven oluşturulduğundan davalının nezdinde bulunan teminat mektubunu nakde çevirmesinin objektif iyiniyet kavramı ile bağdaşmayacağı-
Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri, ancak muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalar hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi değil ise de, aradan 23 yıl geçtikten sonra dava açılmasının da Türk Medeni Kanununun 2. maddesine uygun olduğunun söylenemeyeceği-
Kronik psikoz ve akıl hastası tanılı, tam ehliyetsiz(tasarruf ehliyeti bulunmayan) kısıtlı kimsenin banka ile kredi kartı sözleşmesi imzalaması fakat kredi kartı borcunu ödememesi halinde hakkaniyet elverdiği takdirde diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade edecek olmasına duyduğu güven nedeniyle oluşan zararından sorumlu olduğu-
Davalının ticaret unvanını ancak, unvan işlevi ve kapsamında kullanmasının mümkün olduğu, internet ortamındaki tanıtımlarında sözcüğü abartılı, öne çıkarılmış biçimde kullanmakla müşterilerin ve toplumun yanılmasına, davacının tescilli markası veya davacının bağlantılı şirketi, şubesi sanmalarına yol açabileceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-