Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımı söz konusu olmayıp, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilip, muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğinden mirasbırakanın davalıya yaptığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı- Taşınmazı satın alan davalının ediniminin dayanağını oluşturan belgenin sahte olması nedeniyle onun adına oluşturulan kaydın yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu açık olup, bu taşınmazda son kayıt maliki olan ve ikinci el konumunda olan davalının taşınmazı aldığı değerde aşırı fark bulunması ve ödediğini iddia ettiği bedeli kanıtlayamaması ve bir taşınmazı gerçek değerinin iki katından daha fazla bir değerle satın alınmasının olağan yaşam koşullarına uygun düşmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde; son kayıt malikinin iyiniyetli olduğundan ve dolayısıyla TMK.'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağından bahsedilemeyeceği-
Sözleşmenin iptali davası-
Emekli maaşının haczedilmesi ve bir süre bu durumun devam etmesi halinde, hacizle tahsil edilmiş olan miktarların geri alınamayacağı; icra işlemine yapılan şikayet tarihinden sonraki miktarların geri alınabileceği-
Belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulama görevinin hâkime ait olduğu- Vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu- Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Senilite ve demans olduğu tespit edilen,  yaşlı ve kandırılmaya yatkın bir kadın olan davacının, durup dururken üzerinde malvarlığının büyük bir bölümünü oluşturan taşınmazlarını kardeşi davalıya ve eltisine satış yoluyla devir ve temlik etmesinin olayların akışına ve yaşamın gerçeğine uygun düşen normal bir davranış olarak kabul edilemeyeceği; vesayet dosyasında kötü yönetim nedeniyle vesayet altına alınmış olmasının da davacının hiffet nedeniyle temlik yapmaya müsait olduğunu göstereceği,  temlikin iddia edildiği gibi davacının kandırılması ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması yolu ile gerçekleştiği- Taşınmazın satış bedeli bakiyesi olarak ödeme savunmasına ilişkin 5.000.000 TL tutarında dekont ibraz edilmiş ise de satış tarihinden 7 ayı aşkın bir süre (ayrıca vesayet davası açıldıktan) sonra yapılan ödemenin taşınmazın satış bedeline karşılık olduğuna ilişkin yapıldığının inandırıcı olduğu söylenemeyeceği, senet metnini talil eden davalının teminat iddiasını HMK. mad 201 uyarınca yazılı delille kanıtlamakla yükümlü olduğu; yapılan ödeme taşınmazların satış bedeli kabul edilse dahi bilirkişi tarafından satış tarihinde belirlenen taşınmazların değeri gözetildiğinde bu paranın temlike konu taşınmazların değerine uzak ve hile ile vekâlet görevinin kötüye kullanılması olgularını gizlemeye yönelik olduğu sonucuna varıldığı- Davalılar ve dava dışı vekil hakkında açılan ceza davası sonucu verilen beraat kararında "... sanıkların davacının algılama yeteneğinin zayıflığından faydalanarak dolandırıcılık suçunun unsurları olan hileli hareketler ile kandırarak dava konusu işlemleri yaptıklarına ve dolayısıyla menfaat temin ettiklerine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin somut delil elde edilemediği ..." değinilmişse de, bu saptamanın hukuk hakimini bağlamayacağı- Davalıların ceza davasındaki beyanlarında, son kayıt malikleri davalıların taşınmazların bedelsiz olarak aktarıldığı bildirildiğine göre; anılan kayıt maliki davalıların TMK.'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Taraflar karşılıklı olarak bir takım taşınmazların trampa yoluyla birbirlerine devredilmesine karar vermiş olduğundan, artık bu aşamada resmi şekil şartının yerine getirilmediğinin ileri sürülmesinin TMK 2. maddede yer alan dürüst davranma ilkesine aykırı olduğu-
1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemi-
Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her birinin diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlem yapabileceği- Eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı- Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceği- Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı-
Bir kişinin sırf karşı tarafa zarar vermek kastıyla hakkını kullanmasını hukuk düzeni korumayacağından (TMK. mad. 2), boşanma davasında, boşanma davasını açmaya neden olan olaydan dolayı maddi ve manevi tazminat talep etmeyen davacının, ayrı bir dava ile asliye hukuk mahkemesinden maddi ve manevi tazminat talep etmesinin dosyadaki belge ve bilgiler de nazara alındığında hakkını aramak değil sırf karşı tarafı müşkül duruma sokmak saikiyle hareket etmek isteğinden kaynaklandığı kanaatine varıldığından, tazminata ilişkin istemin tümden reddi gerekeceği-