Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı-
Paydaşlar arası el atmanın önlenmesi davasında, söz konusu paylaşmanın parsel bazında yapılıp yapılmadığının, her bir paydaşın taşınmazlarda kullanacağı alan olup olmadığı belirlenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davasında, davacı yüklenici,eldeki davada, ıslah işlemi ile, tercihini kendisine isabet eden bağımsız bölümlerin tapu iptal ve adına tescili değil, bağımsız bölümlerin bedelinin tahsili yönünde kullandığı ve bu iddianın incelenmesinde zorunluluk bulunduğundan, 3 numaralı bağımsız bölümün rayiç değerinin belirlenerek, davalı arsa sahiplerinin ''bu bölümün satış bedelini eksik işlerin tamamlanması için kullandıkları'' yönündeki savunması üzerinde durularak, bu hususun kanıtlanması halinde, ıspat edilen eksik işlerin giderilme bedeli ile halen varsa mevcut eksik işlerin bedeli hesap ettirilip, yüklenicinin sözleşme gereğince yapı kullanma izni alma borcu bulunduğundan, yapı kullanma izni için gereken vergi, SGK primi, ruhsat harçları vb. tüm masraflar tespit edilip, ayrıca, taraflar arasındaki ek sözleşmeler gereğince arsa sahiplerinin alacağının olup olmadığı da saptanarak, sonuç olarak arsa sahiplerinin tüm alacaklarına nazaran, davacıların varsa alacaklarının tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davalı işveren, fabrikaya nakil için davacı işçiye doğrudan bir görev teklifinde bulunmadığından davalı işverence yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayanmadığı ve davacının işe iadesinin gerektiği-
Yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen yabancı uyruklu taşıyan Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakma hususunda Londra Yüksek Mahkemesi 'nin yetkili bulunduğu yolundaki itirazının TMK. mad. 2 hükmüne aykırılık oluşturduğu-
1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemi-
Endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmişse de, davacı, davadan önce delil tespiti talebinde bulunmuş, davalı bu dosyaya ibraz ettiği dilekçede keşfin yokluğunda yapıldığını, bilirkişi raporunun usul, yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, esas hakkında dava açıldığında ayrıntılı itirazlarını sunacağını belirtmiş, fakat husumete itiraz etmemiş olup ihtiyati tedbir infaz tutanağında da makinanın üretimi ve satışının tedbiren durdurulması hususunda gerekli ihtarat kendisine yapıldığı halde, makinenin kendisi tarafından üretilmediği yönünde bir beyanda bulunmamış, aleyhine tedbir istenen sıfatı ile tutanağı imzalamış oldğundan, davacının dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü ile HMK. mad. 124/3 uyarınca davalının dava konusu makineyi ürettiği ileri sürülen şirket olarak değiştirilmesi gerektiği-
Davalı şirket ile davalı ... arasındaki tüm hizmet alım sözleşmeleri ile önceki şirketlerle yapılan hizmet alım sözleşmeleri karşılaştırılıp muvazaa tespitine dair tüm kayıtlar getirtilerek iş müfettişlerince hazırlanan inceleme raporundaki muvazaa tespitine karşı İş Mahkemesi açılmış olan davada verilecek karar işbu davanın da esasını etkileyeceğinden bu davanın sonucu da beklenip bütün deliller ve işyerindeki fiili durum karşılaştırılarak davacının fesih tarihinde yaptığı iş işyerinde keşfen tespit edilerek asıl iş kapsamında kalıp kalmadığı, ihale sözleşmesinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı, yapılan işin davalılar arasındaki sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, asıl iş niteliğinde olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Unvanın tescilinden 9 yıl sonra isim hakkı için dava açılmasının MK. mad. 2 'ye aykırı olduğu-
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair 1980 tarihli Lahey Sözleşmesine göre, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iade edilmesi için, önceden mutad meskenin bulunduğu ülkeye iade edilmesi için, önceden mutad meskeninin bulunduğu ülke makamlarından alınmış velayete veya kişisel ilişki kurma hakkına dair bir kararın varlığı gerekmediği gibi böyle bir kararın mevcut olması durumunda, bunun çocuğun haksız olarak götürüldüğü ya da alıkonulduğu devlette tanınması veya tenfiz edilmesi zorunluluğunun da bulunmadığı, kanuna aykırı olarak yeri değiştirilmiş veya alıkonulan çocuğun yerinin değiştirilmesi ya da alıkonulması tarihinden itibaren bir yıldan az zaman içerisinde iadesinin istenilmesi durumunda çocuğun derhal geciktirilmeden iadesinin gerekeceği-