Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen hak sahiplerine gelir veya aylık tahsisi yapılmaması ile bağlanan gelir veya aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işlemi usul ve yasaya uygun olup gelirin veya aylığın kesilme tarihi ile Kurumun geri alma hakkının kapsamına ilişkin olarak; fiilen birlikte yaşama olgusunun başlama tarihi esas alınarak bu tarih itibariyle gelir veya aylık kesme veya iptal işlemi tesis edilip ilgiliye, anılan tarihten itibaren yapılan ödemeler yasal dayanaktan yoksun ve yersiz kabul edilmesi gerekip ancak uygulanacak madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, fiili birliktelik daha önce başlamış olsa dahi maddenin yürürlük günü öncesine gidilerek; 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin borç tahakkuku söz konusu olmamalı ve bu şekilde belirlenecek yersiz ödeme dönemine ilişkin olarak 5510 sayılı Yasanın 96. maddesine göre uygulama yapılması gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen tahkim şartının kesin nitelikte olmadığından geçersiz olduğu, fakat davalı yan tahkim, ilk itirazında bulunduktan sonra sözleşmenin belirtilen hükmü nedeniyle hakeme başvurduğundan ve davacı yan hakem belirlediğinden, taraf hakemlerinin üçüncü hakemin seçimi konusunda uyuşmamaları nedeniyle mahkemece üçüncü hakem atandığından ve dava konusu uyuşmazlığa oluşturulan hakem heyetince karar verildiğinden artık tahkim şartının geçersiz olduğunun savunulmasının, çelişkili davranma yasağına aykırı olduğu gibi TMK. mad. 2 'ye de aykırı olduğu-
Kira bedelinin tespiti istemi-
6. HD. 06.12.2016 T. E: 7534, K: 7237-
Davanın, taraflar arasında imzalanan danışmanlık ve hukuki hizmet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu - Mahkemece, Türk tabiyetinde olan taraflar arasındaki sözleşmenin İngilizce düzenlendiği, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun'un 1 ve 4. maddeleri uyarınca emredici yasa hükmüne aykırı olduğu - Sözleşmede kaçak durumda bulunan AVM'nin imara aykırılığının giderilmesi konusunda taahhütte bulunulduğu, sözleşmenin hem ahlaka aykırı hem de ifasının imkansız nitelikte olduğu, sonradan sözleşmenin geçersizliğinin iddia edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı adına tescilli markanın kullanmama nedenine dayalı kısmi hükümsüzlüğü istemi-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymayacağı- İlamların bölünerek takip yapılamayacağı-
Kira alacağından kaynaklanan itirazın iptali davasında, taraflar arasındaki sözleşme ve ek protokolün geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği- 36 ay gibi uzunca bir sürede aylık kira ödemelerine itiraz etmeyen, ihtirazi kayıt ileri sürmeyen davacının kira miktarını aylık bu bedelde kabul ettiğinin söylenemeyeceği, "davacının fark kira bedeli istemesinin dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına uygun düşmediği” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kira bedelinin uyarlanması istemi-
Güven sorumluluğunun gerçekleşebilmesi için, bir kimsede hukuken korunmaya layık bir güvenin olması, bu güvene dayanılarak bir tasarruf işleminde bulunulması, tüm bunların da bir kişiye isnat edilebilmesi gerektiği- İş yerinde işveren adına hareket eden ve işin ve iş yerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denildiği, İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu- Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılarının kanuna göre belge sayıldığı, bu anlamda elektronik postanın işyeri iç yazışmalarında kullanılmasının ve çalışana ait olması halinde belge sayılacağı- Kısaca elektronik postanın gönderildiği kişi kesin bir şekilde belli ise bu elektronik posta delil olarak kabul edilmelidir.