Çaplı taşınmaza inşaat yapılması durumunda kural olarak iyiniyet iddiasında bulunulamayıp, temliken tescil isteyen davacının iyiniyet iddiası başkaca delillerle de kanıtlanamadığından, sübjektif iyiniyet iddiası kanıtlanamadığından temliken tescil talebinin reddedilmesi gerekip, iyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına da gerek bulunmadığından temliken tescil talebi reddedildiğine göre elatmanın önlenmesi ve kal, ecrimisil talebinin de kabulü gerektiği-
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK.mad. 2 'deki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalının davacının iş akdini geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacağından ve yargılama giderlerinden gerçek işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
5510 Sayılı Kanun'un mad. 56/2 hükmüne dayanılarak açılan davada, boşandıktan sonra eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulup sonuca gidilmesi gerektiği-
Sözleşme süresi içerisinde davacı tarafından davalıya ihtar gönderilerek bu ihtarnamede sözleşmeye aykırı olan hususların düzeltilmesi ve 1 ay içinde düzeltilmediği takdirde sözleşmenin feshedileceği bildirilmiş ancak bu ihtardan sonra sözleşmenin taraflarca sözleşme süresi içinde feshedildiğine dair bir belge dosyaya sunulmadığından  davalının sözleşmeye aykırı olduğu bildirilen davranışları davacı tarafından kanıtlanamamış ve dava sözleşme süresinin sona ermesinden sonra açılmış olup davalı tarafın feshi de söz konusu olmadığından davacının bu sözleşme kapsamında alacağının doğduğundan söz edilemeyeceği-
Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılmasının gerekeceği- İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK.'nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalının de işe iadenin mali sonuçlarından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekeceği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, taraflar arasında fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, çekişme konusu taşınmazda davacının kullanabileceği bölüm olup olmadığının belirleneceği-
Emekli maaşından yapılan haksız kesintilerin iadesi istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafından bonoya dayalı alacağın takip konusu yapıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının emekli maaşı üzerine haciz konulduğu, emekli maaşından yapılan kesintilere davacının itiraz etmeyerek zımnen rıza gösterdiği, uzunca bir süre geçtikten sonra 18/02/2014 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunarak emekli maaşına konulan hacze ve kesinti işlemine karşı rıza göstermeme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu hal ve şartlar altında, davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Şu halde, sadece şikayet tarihinden dava tarihine kadar yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerektiği- 
11. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/8283, K: 4016-
Bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı sözleşme uyarınca kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacının maaşına bloke konularak kesinti yapılmasının mümkün olduğu, kredi sözleşmesinde yer alan bu hükmünün haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının dürüstlük kuralına uymayacağı-