Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının nazara alınacağı- Çıraklık ilişkisinde, akdi ilişkinin üstün niteliğinin çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi olduğu, çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceği-
İşyerinde uzun süredir çalışan, mazereti için izin isteyen ve işe davete olumlu yanıt veren bir işçinin, tazminatlarından vazgeçecek şekilde işten kendi isteği ile ayrılmasının hayatın olağan akışına uygun olmayacağı-
Davacının davalıya ait işyerinde 24.03.2000 tarihinde çalışmaya başladığı, değişiklik kaydı içeren sözleşmenin ise 01.11.2002 tarihinde düzenlendiği, bu hizmet sözleşmesinin 5. maddesinde, “şirketin işlerin icabı olarak sözleşmeli personeli Ankara’da ve ülke içinde herhangi bir yerde şirket bünyesi içinde veya dışında diğer kuruluş ve müesseselerde çalıştırabileceği” yönünde kaydın bulunduğu, bu kayıt geçerli olduğu gibi, şirket merkezinin şirket yönetim kurulunca alınan 04.08.2003 tarihli kararla Ankara’dan İstanbul’a taşınması objektif bir gerekçe olup, emredici normlara ve hakkaniyete aykırı bir durumun söz konusu olmayacağı, bu atamanın dürüstlük kuralına da aykırı olarak yapıldığına dair delilin bulunmadığı, bu itibarla; davalı şirketçe, geçerli değişiklik kaydına istinaden İstanbul’da aynı şartlar ve ünvan ile işe başlaması istenmesine rağmen, işe başlamayan davacı işçinin iş aktinin feshi, haklı bir fesih olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekeceği-
Kurum tarafından davalı işyerinde yapılan kontrolde düzenlenen işyeri durum tesbit tutanağında davacının çalışanlar arasında adı geçmiyor ve bu husus da müfettişlikçe düzenlenen raporda özellikle belirtilmiş ise, en son denetim tarihine kadar çalışmanın olabileceği sonucuna varılması gerekeceği-
Miktar içermemesinin başlı başına ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, fesihten sonra düzenlenen ve davacının imzasını taşıyan ibranamede, diğer alacakların yanı sıra kıdem ve ihbar tazminatlarının tam olarak ödendiği başkaca alacağın kalmadığı belirtildiğine göre, anılan ibranameye değer vermek gerekeceği-
Sigortalı tarafından açılan tazminat davasında belirlenen gerçek zarar tavan değerinin, kaçınılmazlığın ve pasif dönemin hesaba katılmasından kaynaklanan kısımlarının tavan değerden dışlanması sonucunda elde edilen miktardan, anılan davada hükmedilen maddi tazminat miktarının mahsubuyla elde edilecek sonuç uyarınca yapılacak tavan kontrolü sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışan davalının iş akdinin şirket tarafından devamsızlık nedeniyle feshedildiği, ancak fesih nedeni ispatlanmadığından ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağından şirketin sorumlu olacağı, buna karşılık davacı tüm mesaisini ödünç işçi olarak davalı Genç Parti Başkanlığının Genel Merkezinde güvenlik görevlisi olarak geçirdiğinden fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücret alacaklarından Genç Parti Başkanlığının sorumlu olacağı-
Meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmelerinin gerekeceği-
Gerek, taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde cezai şartın tahsili istemiyle davacı tarafından daha önce açılan davada ve gerekse görülmekte olan davada, davacının uğradığı ileri sürülen zarar miktarının sözleşme süresinin sonu esas almak suretiyle hesaplanmış ve bu doğrultuda tazminat talebinde bulunulmuş olmasına; cezai şart istemine ilişkin önceki davada Yerel Mahkemece hüküm altına alınan tutarların fahiş görülmesi nedeniyle, mahkeme kararlarının Özel Dairece birden çok kez bozulmuş ve aynı yöndeki direnme kararı üzerine, Hukuk Genel Kurulunca da Özel Daire bozma gerekçesi benimsenmek suretiyle bozma kararı verilmiş bulunmasına; Yerel Mahkemenin, Hukuk Genel Kurulu kararına uyarak verdiği 20.4.2005 gün ve 2005/760-205 sayılı kararın, 9. Hukuk Dairesince 12.7.2005 gün ve 2005/19298-24821 sayılı ilamla onanmak suretiyle kesinleşmiş olmasına; bu durumda, davacının cezai şartı aşan bir zararı bulunmadığı-
Davacının reddine karar verilen izin ücreti isteği ile fazla çalışma ücretinden reddedilen tutarlara göre yürürlükteki tarife uyarınca davalı vekili lehine avukatlık ücretine karar verilmesi gerekeceği-