Dava konusu taşınmazın borçlu ile ilişkisi olduğu anlaşılan kişilerce kurulan 3.kişi şirket tarafından, kuruluşundan iki gün sonra rayicinden düşük bedelle satın alındığı, davalı 3.kişi şirket ortağının taşınmaz üzerinde ipoteği olup borçlunun içinde bulunduğu durumu, alacakları ızrar kasdını bilebilecek kişilerden (İİK. mad. 280/1) olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Rayiç bedelin oldukça üstünde fazla bedel ödenmesi hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Davalı 3.k işinin borçlunun eşinin teyzesi, diğer davalının ise borçlunun eşinin teyzesinin eşi olduğu dolayısıyla davalı 3.kişilerin İİK'nun 280/1 madde kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği-
İİK'nin 278.maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki 2 senelik sürenin, bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut 3.bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen bir süre oduğu, İİK'nin 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanmayacağı- İİK. mad. 280'de sayılan iptal nedenleri için ise 5 yıllık hak düşürücü süre (İİK md 284) içerisinde dava açılmasının mümkün olduğu- İİK'nin 278.maddesinde öngörülen sürenin ise, ivazsız tasarufların butlanına ilişkin ve iptale tabi tasarrufun sınırını gösteren süre olduğu- Tasarrufun, İİK'nin 278.maddesinde öngörülen 2 yıllık süre dışında yapılması halinde, davacı tarafından İİK'nin 278, 279 ve 280.maddelerinden birine dayanılmış olsa da, mahkemenin diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği- Borçludan taşınmazı satın alan davalı üçüncü kişi ile davalı şirketten satın alan davalının adresleri aynı ve taşınmazın tapudaki satış bedeli gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu-  Taşınmazın gerçek değeri yerine tapudaki satış değerinin esas alınarak borçlu şirketin aktif malvarlığına oranının "%15.60" yerine" %2,6" olarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, %15,60 oranının önemli bir kısmını oluşturduğu- Taşınmazı satın alan üçüncü kişiler arasındaki yakın irtibat nedeni ile davalının borçlu şirketin amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğu gibi taşınmazın şirketin malvarlığının önemli bir kısmını oluşturduğundan dava konusu tasarrufun İİK 280/1.maddeler gereğince 5 yıllık süreye tabi olduğu, dava tarihi itibari ile 5 yıllık sürenin henüz dolmadığından, İİK. mad. 280 uyarınca davanın bu taşınmaz yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İşçilik alacağına dayanan davacı alacaklının borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, kati aciz belgesi bulunduğu, borçlu şirketin iki ortağından birinin borçlu şirketteki hisselerini takip konusu alacaktan sonra devrederek, davalı 3.kişi şirkette ortak olduğu, borçlu şirketin üç adet bilet satış noktası ve yazıhanesinin davalı 3.kişi şirket tarafından kullanıldığı anlaşıldığından, davalılar arasındaki işlemlerin örtülü işyeri devri mahiyetinde olup İİK. mad. 280/3 gereğince iptale tabi olduğu- İİK. mad. 283/1 uyarınca, Kati aciz belgesi ile belirlenen meblağ ile sınırlı olarak davalı 3.kişinin malvarlığı üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
Bozma ilamı doğrultusunda," davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, dava konusu tasarrufların, İİK. mad. 280/1-2 gereğince iptale tabi olduğu" gerekçesiyle "davanın kabulüne, dava konusu tasarrufların iptaline, davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak araç üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına, dava konusu dava dışı 4.kişiye satılan araç yönünden, değeri olan tutarın alacak ve fer'ilerle sınırlı olarak davalıdan tahsiline" karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında alacaklının talebi üzerine teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin olunmak üzere ihtiyati haciz kararı verilebileceği- Davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği- Taşınmazların tapu kayıtlarına davalıdır şerhi konulmuş olmasının ihtiyati haczin sonuçlarını doğurmayacağı gibi dava dışı kişilere satışını da engellemeyeceği-
Davalı üçüncü kişinin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle (İİK. mad. 280/I) yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufa konu taşınmazın dükkan niteliğinde olması ve o taşınmaz üzerinde borçlunun ortağı olduğu şirkete ait lokanta bulunmasının taşınmazı ticari işletmenin mühim bir parçası olduğunun kabulünü gerektirmediği, davalı borçlunun tasarrufu, lokanta işletmeciliği yapan şirkete ait hisse satışı değil, dükkanın mülkiyetine ait hisse satışı (dükkan satışı) olduğu anlaşıldığından, İİK'nin 280/son maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı- Borçlunun mal kaçırma amacı ile hareket ettiği kabul edilerek, icra dosyasındaki borcun tahsili ile davacıya verilmesi şeklindeki hükmün tasarrufun iptali davalarının mantığına uygun olmadığı ve aciz hali sabit olan borçlunun böyle bir borcu ödeme imkanı olmadığından infaz kabiliyetinin de bulunmadığı-
Aralarındaki ticari ilişki ve aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle 3. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu-
Davalıların dayı-yeğen olması nedeniyle, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu-