Davalı üçüncü kişinin taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden alacak miktarı kadar tazminattan sorumlu tutulması gerekeceği (6183 s. K. mad. 31)- Dördüncü kişi olarak kötü niyetli oldukları ispatlanamayanlar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Dosya içerisindeki belgelerden dava konusu borçluya ait işletmenin davalı babaya devredildiği, haczin yapıldığı, buna göre 2 yıllık süre geçmiş ise de bu husus tek başına iptal talebinin reddini gerektirmeyip,davalı babanın borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olduğunun değerlendirlerek İİK'nun 280/1.madde kapsamında 5 yıllık süreye tabi olduğu dikkate alınarak karar vermesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından ihaleden alınması ve davalı dördüncü kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması karşısında, tasarrufun iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği- Dava önşart yokluğu nedeniyle reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında taşınmaz üzerindeki banka ipoteği dikkate alındığında fahiş fark bulunmamakla birlikte, borçlu şirket adına satış yapan şirket temsilcisi ile davalı üçüncü kişinin komşu olduğu, yani, davalı üçüncü kişinin borçlu şirketin mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun anlaşıldığından, tasarrufun iptaline ilişkin davanın kabulü gerektiği-
Tapu akit tablosuna göre davalılardan üçüncü kişi ile borçlunun komşu olduğu, davalı üçüncü kişinin taşınmazı borçludan satın aldıktan kısa süre sonra borçlunun kardeşine satış yapmasının iyiniyetli olmadığı dolayısı ile borçlunun mali durumunu bildiği kabul edileceğinden, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki bedeli farkının tesbitine gerek bulunmadığı halde bu yönde davacıya keşif masrafı yatırılması için süre verilmesinin isabetsiz olduğu- Davanın konusuz kalması halinde, "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına", yargılama giderinin ise, tarafların haklılık durumları tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre hükmedilmesi gerektiği- 
Dava konusu taşınmazın borçlu tarafından satılmış olmasına rağmen dört yıl boyunca davalı borçlu ve kızı tarafından bedelsiz kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı bu nedenle açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında aciz belgesi sunma zorunluğunun olmadığı-
Borçlu tarafından eşinin kardeşine yapılan satışın İİK. mad. 278/3-1 uyarınca iptali gerekeceği- Borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslar olan borçlunun amcaoğlu ile borçlu arasında yapılan satışın iptali gerektiği (İİK. mad. 280/1)-
Davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince, dava konusu taşınmazın borçlu şirketin Ticaret sicil adresi olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/3.maddesi gereğince iptale tabi olduğu-
Borçlunun davalı 3.kişinin dayısı olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK'nun 278/3-1 madde, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK'nun 280/1 madde gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mülkiyeti muhafaza kaydı ile dava konusu aracı  satma imkanı bulunan davacının bu yolu tercih etmeden 35 ay vadeli araç satması, aracı sattığı gün muaccel olmayan alacağını (araç bedelinin) takibe koyması takibin aynı gün kesinleştirilmesi ve ertesi gün araca haciz koyması hayatın olağan akışına uygun görülmediği gibi davalının alacağının ve takibinin muvazaalı olduğu iddia ve ispatlanamadığından eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-