6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği, ayrıca söz konusu süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği- Davalı 3. kişi ile borçlu davalının aynı işyerinde çalışmış olmaları, komşuluk ilişkilerinin bulunduğu ve ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu anlaşıldığından aralarında yapılan tasarrufun iptali gerektiği-
Üç ayrı icra takibi sonunda açılan tasarrufun iptali davasına konu taşınmaz üzerindeki ihtiyati haciz takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüşmüş olduğundan ve taşınmazın bu tarihten sonra bu hacizle yükümlü olarak önce davalı üçüncü kişiye sonra da dördüncü kişiye satılmış olduğundan her iki davalının da satın aldıkları tarihte davacı alacaklı tarafından konulan hacizle yükümlü olarak satın aldıklarından taşınmazın değeri kadar borçtan sorumlu olacakları, davacı alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve davanın bu takip dosyası yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği- Diğer iki takip dosyası ile ilgili olarak, dosya kapsamından dava konusu taşınmazın aynı zamanda borçlulara ait işyeri niteliğinde olduğu anlaşıldığından, İİK. mad. 280 gereğince davalı üçüncü kişi yönünden davanın kabulü yerindeyse de, dördüncü kişinin borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu kısaca borçlunun alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bildiği yönünde somut bir delil ileri sürülmemiş ve ispat edilmemiş olduğundan, İİK. mad. 283 gereğince davalı üçüncü kişinin takip dosyalarındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak taşınmazın satış tarihindeki değeri dikkate alınarak tazminatla sorumlu tutulması gerekeceği-
Davalı 4. kişi yönünden İİK. mad. 280/1 kapsamında değerlendirme yapılarak onun kötüniyetli olduğu sonucuna varılması halinde dava konusu taşınmazın 1/4 hisse ile sınırlı olarak  satışının da iptaline; aksi halde yani davalı 4. kişinin kötüniyetli olduğu kabul edilmezse, hakkındaki davanın reddine, davalı üçüncü kişi hakkındaki davanın İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davacının dava konusu takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri tutarında (borçludan 1/4 hisse alındığından) tazminatın davalı 3. kişiden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mutad ödeme olmaması nedeniyle borca mahsuben yapılan taşınmaz devrinin, İİK. mad. 279/1-2 gereğince iptale tabi olduğu- Borçlu ile aynı işkolunda çalışan ve borçlunun kefili olan üçüncü kişinin, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve bu nedenle yapılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince, aciz belgesinde belirtilen alacak miktarıyla sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mevcut haciz tutanakları, nüfus kayıtları, borçluya verilen satış vekaletleri, satış yapılan 4. kişiler ile borçlu arasındaki akrabalık ilişkileri gözönüne alındığında davalı 3.kişiler ..., ... ve ...'ın İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile dava konusu taşınmazla ilgili 29.11.2004 tarihli tasarrufun iptaline; davacı vekili İİK'nun 282/2 cümle kapsamında 1.7.2013 tarihli dahili dava dilekçesi ile dava konusu 8 adet bağımsız bölümün davalı 3.kişilerden satın alan 4.ve 5 kişiler ... , ... ..., ... , ..., ... ..., ... ... ve ...in davaya dahil edilmesini talep ettiğinden talebi doğrultusunda 4.ve 5. kişilere dahili dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri delillerin toplanması davaya dahil edilen 4 ve 5.kişiler yönünden yapılan satışların İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, iptal koşulları oluştuğu takdirde davanın 4.ve 5.kişiler yönünden kabulüne, aksi takdirde 4.ve 5.kişiler yönünden iptal koşulları oluşmadığı takdirde davalı 3.kişiler ... yönünden davanın bedele dönüşmesi nedeniyle dava konusu taşınmazları elden çıkardıkları tarihlerdeki değerlerinin tespiti yönünden bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda İİK'nun 283/2 maddesi gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak nakden tazminatla sorumluluklarına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı banka tarafından ibraz edilen borçlu şir­kete ait mizan tablosundan davalı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında cari hesap ilişkisinin olduğunun anlaşıldığı, tacir olan tarafların taşınmazı satın almadan yaklaşık 4 ay önce bedel ödemelerinin yaşam deneyimlerine aykırı olduğu, bu durumda, davalı üçüncü kişi şirketin, borçlu şirketin mali durumunu ve alacaklılar­dan mal kaçırma amacını bildiğinin kabulü ile bu tasarrufun iptali gerekeceği- Tasar­rufun iptali davalarında, 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde, İİK'nın 283/2 maddesi uyarınca davanın bedele dönüşeceği ve üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz üzerinde borçlunun da hissedarı olduğu ve birlikte işletilen lokanta işyeri olduğu, bu durumda, işyerini devir alan davalının İİK'nin 280/3 fıkrası gereğince borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin kabulü ile tasarrufun iptali davasının kabulüne karar ve­rilmesi gerektiği-
Davalının, borçlunun ablası olmasına İİK'nın 278/III-1 madde­sinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldı­ğının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalının, kardeşi olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile ha­reket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
26.12.2003 tarihinden önce verilen kredi borçlarına ilişkin takiplerde davacı bankanın -5411 s. Bankacılık Yasasının geçici 13.maddesi gereğince- aciz belgesi sunma zorunluluğunun bulunmadığı, bu tarihten sonraki borçlar için ise 25.3.2011 ve 13.4.2011 tarihli haciz tutanakların, İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinden bulunduğu- İpotek miktarının takip konusu borcu karşıla­mamış olduğu, iptali istenen tasarrufların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafın­dan belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı 3. kişinin borçlu­ların durumunu ve amacını bilebilecek (aynı gün üç taşınmazın satılması, davalıların aynı yer nüfusuna kayıtlı olması) kişilerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278/3-2 ve 280/1 gereğince iptale tabi olduğu-
Bağımsız bölümü satın alan M. Ç.'in borçlu davalının eniştesi olduğu, diğer davalılar ile borçlu davalı arasında akrabalık, komşuluk ve yakınlık olduğunun dosyadaki zabıta araştırmasından anlaşılması yanında hepsi aynı ilçeden olan davalıların birbirlerini tanımamaları ve borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilmeyecek­leri hususu hayatın olağan akışı ile örtüşmediğinden, bu durumda mahkemece dava ve temyize konu taşınmazlara ilişkin tasarrufların İİK'nın 278/III-1 ve 2. madde­si ile 280/1 ve 2. maddesi uyarınca iptali gerekip gerekmediğinin irdelenmesi ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-