Davacılar vekilinin, davalı şirketin sermaye artırım taahhüdünü yerine getirip getirmediği,davalı şirketin fiilen faal olmadığı, haczedilecek mallarının olmadığı, demirbaşlarının mevcut olmadığı yönündeki itirazları üzerinde durulmalı ve mahkemece davalı şirketin ödenmemiş sermaye borcu olup olmadığı tespit edilmeli ayrıca davacıların davalı şirket aleyhine yaptığı takipler nedeniyle, ilgili icra dosyalarının kapak hesapları da yaptırılarak, davalı şirket defterlerinde bu miktarların borç kalemleri içinde yer alıp almadığı belirlenmeli ve bilirkişilerden bu yönlere ilişkin açıklayıcı, ayrıntılı, gerekçeli rapor alınarak, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Türkiye’de yerleşim yeri veya temsilcisi bulunan borçlunun dinlenmek üzere mahkemeye çağırılmadan iflas kararı verilmesinin doğru olmayacağı-
Davacının, ilama bağlı alacağını takibe koyduğu, icra emrine rağmen ödeme yapılmaması üzerine takip şeklini değiştirerek borçluya iflas ödeme emri gönderdiği bu durumda davacı İ.İ.K.nun 177/4 maddesindeki haklarından vazgeçmiş olduğundan, ilk çıkarılan icra emrine dayanılarak doğrudan doğruya iflas istenemeyeceği-
İlama dayalı bir alacağın icra emri ile istenmesine rağmen ödenmemesinin -İİK.’nun 177/4 maddesi uyarınca- doğrudan doğruya bir iflas nedeni olduğu-
Kötüniyetli olarak fiktif işlemler yapan, borçları aktiflerinden fazla olan borçlunun iflasına karar verilmesi gerekeceği-
İlama dayanan alacak icra emri ile istenildiği halde borçlu yanca ödenmemişse iflasa tabi borçlunun iflasının istenebileceği-
İİK. 177/II-4'e göre, borçlunun doğrudan doğruya iflâsının istenebilmesi için, ilama bağlı alacağın icra emri ile istenmiş olması gerekeceği–