Haklarında iflas talep edilenlerin, iflasa tabi olup olmadıklarının mahkemece re'sen araştırılması gerektiği-
"Borçlunun aciz içerisinde olması" ibaresinin, İİK'nın 178. maddesinde sadece borçlunun müracaatıyla başvurulabilen doğrudan iflas sebepleri arasında sayılmış olduğu, somut olayda alacaklı tarafından borçlunun iflasının istenmiş olduğu gözetildiğinde bu ibarenin, dava dilekçesinin sonuç bölümündeki İİK'nın 179. madde hükmüne dayalı istemin dayanağı olarak kullanıldığının kabulünün gerektiği- Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olmasının, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturduğu- Alacaklının dava dilekçesinde doğrudan iflas sebebini açıkça yazmasının gerekeceği, çünkü her doğrudan iflas sebebinin dayanağı olan vakıanın değişik olduğu ve bu vakıaların sonradan ileri sürülmesinin, iddianın, davanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu- Bir sermaye şirketinin borca batıklık nedeniyle iflasının istenmesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespitinin gerektiği-
İflas davası sırasında, iflasın ertelenmesine ilişkin derdest bir dava var ise, o davanın sonucu beklenilmesi gerekeceği; iflası istenen bir şirketin, iflas davası sırasında borca batıklık bildiriminde bulunarak, iflasın ertelenmesini savunma olarak ileri sürülebileceği, bu takdirde de öncelikle iflasın ertelenmesi talebinin incelenerek iflasın bu incelemenin sonucunu beklemesi gerekeceği-
İİK. mad. 179. maddesi gereğince, davalı kooperatifin iflasına karar verilebilmesi için borçlarının aktifinden fazla olması yani borca batık olması gerektiği- Borca batıklığın, TTK'nın 324/2. maddesine göre, kooperatifin aktiflerinin kooperatifin pasifini karşılamaya yetmemesi, İİK'nın 179. maddesine göre kooperatif borçlarının kooperatif aktifinden fazla olması anlamına geldiği- Borca batıklığın tespiti için aktiflerin rayiç değerinin (satış değerinin) dikkate alınması gerektiği-
Doğrudan iflas istemine ilişkin davada, kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının talebi üzerine İİK.’nun 177. maddesi gereğince borçlunun iflasına karar verilebilmesi için, tarafların duruşmaya çağırılması gerekeceği-
İİK.’nun 177. maddesi uyarınca; ilama dayalı takip yapılmasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine mahkemece alacaklının talebi üzerine borçlunun iflasına karar verilebileceği, bunun için ilamın kesinleşmesinin şart olmadığı-
Dairemizin 04.05.2012 gün ve ... sayılı ilamı ile "İİK'nun 177/4 maddesi uyarınca borçlunun dinlenmek üzere mahkemeye çağrılması gerektiği" gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ilama bağlı alacağın icra takibine rağmen tahsil edilmediği, davalı şirket ve vekiline ayrı ayrı tebligat yapıldığı halde duruşmaya katılmadıkları gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalı şirketin iflâsına dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
İflası istenen şirketlerin yetkililerine davetiye gönderilmeden iflas kararı verilemeyeceği-
İflas talebinin dayanağı olan İİK. mad 177'de şirketin aciz halinde bulunması nedeninin sayılmamış olduğu- İİK. mad. 43'e göre, iflasa tabi borçlu aleyhine haciz veya iflas yollarından birinin seçilmesi mümkün olduğu, bu yollardan birini seçen alacaklının, bir defaya mahsus olmak üzere takip yolunu değiştirebileceği, bu imkanı kullanmak isteyen alacaklının takip yolunu değiştirdiğine ilişkin dilekçe vermesinin yeterli olduğu, başvuruyu alan icra müdürünün, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermesi gerektiği, takip yolunun değiştirilmesi halinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı olmamasının isabetsiz olduğu-