Mahkemece "iflâs kararı verildikten sonra" takip konusu ilamın, davalının temyizi üzerine Yargıtayca bozulmuş olması halinde, mahkemece bu davanın kesin sonucu beklenerek, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği–
İflâs tasfiyesi devam eden tacir hakkında tekrar iflâsına karar verilemeyeceği–
İlama bağlı alacağın ödenmemesi halinde, alacaklının, haciz yolu ile açtığı takibi; iflâs yoluna çevirmeden, borçlunun doğrudan doğruya iflâsını isteyebileceği–
Takip konusu borcun ödenmiş olduğunun anlaşılması halinde, mahkemece "konusuz kalmış olan davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği–
Doğrudan doğruya iflâs talebinde bulunabilmek için, daha önce borçlu hakkında "iflâs yoluyla takip"te bulunmuş olmaya gerek bulunmadığı–
İİK. 301/I'de öngörülen on günlük dava açma süresinin başlangıcı- Bu sürenin "konkordatonun reddine dair kararın kesinleşmesi"nden itibaren mi yoksa "kesinleşen kararın ilanı"ndan itibaren mi başlayacağı–
İİK. 177/II'ye göre doğrudan doğruya iflâs talebini içeren davalarda, "Türkiye'de bir yerleşim yeri veya temsilcisi bulunan borçlunun dinlenmek için mahkemeye çağırılması" gerekeceği–
"Doğrudan doğruya iflâs talebinin İİK'nun 166/II. maddesinde öngörülen usulle ilan edilmesi", "ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masrafların davacı alacaklıya depo ettirilmesi" (İİK. 160) ve "iflâs kararında iflâsın açılma anının gün, saat ve dakika olarak gösterilmesi" (İİK. 165) gerekeceği–