Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ilama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmemiş olması durumunda alacaklıların borçlu şirketin İİK'nın 177/4. maddesi gereğince iflasını isteyebileceği, davacılar tarafından davalı şirket hakkında ilamdan kaynaklanan alacağın tahsili yönünde ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin usulüne uygun davalı şirket vekiline tebliğ edilmesine rağmen itiraz olmadığı gibi kesinleşen takiple ilgili borcun ödenmediği, yapılan ilanlara rağmen davaya müdahale talep eden de olmadığı gerekçesiyle, anılan madde hükmü gereğince davalı şirketin iflasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Taraflar arasındaki iflas davası-
Davacının dayandığı maddi vakalar hem doğrudan iflas, hem de iflas yoluyla adi takibe itiraz edilmemesi üzerine iflas istemine uymakta olması halinde uyuşmazlığın aydınlatılması için zorunlu olarak davacıdan açıklama istenmesi gerekeceği-
İİK.’nun 177. maddesi uyarınca; ilama dayalı takip yapılmasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine mahkemece alacaklının talebi üzerine borçlunun iflasına karar verilebileceği, bunun için ilamın kesinleşmesinin şart olmadığı-
Taraflar arasındaki iflas davası-
Taraflar arasındaki iflâs davası-
Türk hukukunda kural olarak yalnız tacirlerin iflasına karar verilebileceğinden, sermaye şirketlerinin ortakları ve yöneticilerinin sadece bu sıfatları nedeniyle İİK.’nun 177. maddesi uyarınca doğrudan iflaslarına karar verilemeyeceği-
İflas nedeni olarak İİK'nın 179. maddesine dayalı borca batıklık sebebine dayanılmış olup, davalı şirketin borca batık olup olmadığının tespiti yönünde bilançonun düzenlenmesi gerektiği ve bunun için öncelikle konusunda uzman bilirkişi heyetince, şirket varlıklarının (menkul, gayrimenkul, stok, araç gereç vs.) rayiç bedellerinin tespit edilmesi, şirket borçlarının belirlenmesi ve sonucuna göre şirketin borca batık olup olmadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiği-
Alacaklının talebi üzerine İİK.’nun 177. maddesi gereğince borçlunun iflasına karar verilebilmesi için, tarafların duruşmaya çağırılması gerekeceği-
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı şirketin Almanya'da kurulu bir sermaye şirketi olduğu, 11.10.2010 tarihinde mal varlığının bulunmaması nedeniyle ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliğinin sona erdiği, davacı vekiline verilen kesin sürelere rağmen şirketin ihya edildiğine ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, terkin edilen şirketin tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-