Borçluya icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren, alacaklının, 1 yıllık yasal süre içinde satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, takibin düşmüş olacağı ve satışın yapılmasının mümkün olmadığı-
İİK. mad. 89/1'de öngörülen hususları ve ihtarları içermeyen, İİK'nın 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi niteliğinde bulunan müzekkereden kaynaklanan tazminat davasının genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra, şikayetçi borçlu hakkında haciz talebinde bulunulduğundan, İİK. mad. 78/2 uyarınca, borçluya yenileme emri tebliğ edilmeden ve yenileme harcı yatırılmadan yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olacağı-
İki şahsın karşılıklı ve aynı cinsten birbirlerinden olan muaccel alacaklarını takas edebileceği- Takasın karşılıklı alacaklardan küçüğü büyüğünden çıkarılmak suretiyle daha az olan alacağı sona erdiren bir hukuki işlem olduğu- Takas için karşılık dava açılması zorunlu olmayıp, sadece takas def'inde bulunulmasının yeterli olduğu- Ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene geçmekle haciz istemek hakkı düşeceği- Haciz talebi kanuni süresi içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu süre içinde yenilenmezse, dosyanın işlemden kaldırılacağı-
Örnek 7 ödeme emrinin 07.06.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklı tarafından yasal sürede 23.06.2011 tarihinde haciz talep edildiği, 28.06.2011 tarihinde de fiilen haciz işleminin uygulandığının görüldüğü, bu durumda alacaklı tarafından süresinde haciz talep edilmiş olmakla İİK.nun 78/4. maddesine aykırı olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- Borçlunun şikayetinde murisinden intikal eden taşınmaz üzerine kayden işlenen hacze ilişkin İİK'nun 82/1-12. maddeleri uyarınca meskeniyet iddiasında bulunduğuna göre bu konuda inceleme yapılmaksızın olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Haciz yazısına cevap verilmemesi halinde, üçüncü kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak olmayacağı- Alacaklı vekili tarafından borçlunun hak ve alacaklarının haczinin talep edilmesi üzerine, icra müdürlüğünce üçüncü kişiye gönderilen yazı, İİK. mad. 78 kapsamında haciz müzekkeresi olup, üçüncü kişi aleyhinde İİK.nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağından, haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde şikayetçinin hukuki yararının olmadığı-
Taşınmaz rehininin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 2 sene içinde istenmesi gerektiği,bu sürede satış istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde takibin düşeceği; takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemlerin ise yok hükmünde olacağından, bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı ve aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının olduğu-
Sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerektiği- İİK. mad. 168 uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip şeklinde 10 günlük ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşeceği ve sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı- Paylaşıma konu hak ediş bedelinin icra dosyasına girdiği tarih itibariyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüşüp dönüşmediğinin araştırılması, hak ediş bedelinin dosyaya girdiği tarih itibariyle ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmemiş ise sıra cetveline itirazda bulunmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, sıra cetveline itiraz davasının HMK. mad.  114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı- Alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi gerektiği- Davalı alacağının daha önce doğmuş olup, sonraki tarihte doğan davacı alacağı bakımından muvazaa yaratılamayacağı-