Şikayetçi şirket müzekkereye verdiği cevapta "borçlunun kendi bünyesinde çalışmıyor olabileceğini" belirterek haciz müzekkeresine itiraz etmişse de, bu dilekçe, içeriği itibariyle itiraz niteliğini taşımamakta olup, "açıkça borçlunun o işyerinde çalışmadığının" belirtmediği; dosya içinde mevcut SGK kaydında da borçlunun şikayetçi iş yerinde çalıştığı anlaşıldığından, haciz müzekkeresine usulünce itiraz edilmediğinden kesinleşen haciz nedeniyle icra müdürlüğünce İİK. mad. 355. uyarınca muhtıra gönderilmesinin isabetli olduğu-
Somut olayda, itirazın iptaline karar verilmiş olmakla ve itirazın iptali ilamının infazı için kesinleşmesi de gerekmediğine göre, alacaklının talebi üzerine taşınmazlar üzerine ikinci kez haciz konulmasında yasaya aykırılık olmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulmasıyla, önceki hacizden vazgeçildiğinin söylenemeyeceği-
İİK 150/e maddesinde öngörülen sürenin tüm borçlulara icra emrinin tebliğinden itibaren başlayacağı-
İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi on gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz isteme yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin beş günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca on günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haciz hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
İİK'nun 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre, bu haczin düşmesinden sonra takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesine ve yenileme harcı ödenmesine gerek bulunmadığı-
Haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun davalı/üçüncü kişi banka nezdindeki mevduat hesabında bulunan miktar üzerine haciz uygulandığı, haciz ihbarnamesinde doğacak alacaklar üzerine de haciz konulmuş olduğu bildirilmiş olmasına rağmen takip borçlusu ile davalı/üçüncü kişi banka arasında, banka nezdinde müstakbel alacak doğuracak (kira, istihkak, maaş vb) bir hukukî ilişkinin olmadığı, borçlunun banka nezdinde mevduat hesabı bulunmakla birlikte anılan mevduat hesabına düzenli (periyodik) olarak para yatırılmasının da söz konusu olmadığı, davalı/üçüncü kişi banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğu ve haczin daha sonra hesaba yatacak paralar üzerine konulmuş sayılmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, tebliğ tarihi de düzeltildiğine göre, takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 89/1. maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesine 3. kişi tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmiş olmasının, 3. kişiye İİK'nun 78. maddesine göre haciz müzekkeresi gönderilmesine engel olmadığı-
Kamu İhale Kanunu'nun 34. maddesi gereğince, her ne suretle olursa olsun idarece alınan teminatların haczedilemeyeceği ve üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı düzenlemesi nazara alındığında borçlunun Dışişleri Bakanlığı nezdinde doğmuş ve doğacak bütün teminatlarına haciz konulması yönündeki işleminin yasaya aykırı olduğu, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İİK. m.78 uyarınca gönderilen haciz müzekkeresine cevap vermemiş olan üçüncü kişi aleyhine borçlandırma işlemi yapılamayacağı-