Belirlenen tebliğ tarihine göre hacizler takip kesinleşmeden önce konulmuş sayılacağından, ödeme emri tebliğ tarihinden önce konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
01.10.2014 tarihinde ferdileştirme yapılarak taşınmazların şikayetçi kooperatif üyeleri adına tapuda tescillerinin yapıldığı, 31.08.2015 tarih ve 40197 yevmiye no'lu son haciz şerhlerinin ferdileştirmeden sonra konulduğu, alacaklının satış talebinin ise 23.02.2016 tarihinde ferdileştirmeden sonra olduğu anlaşıldığından, icra takibinde borçlu sıfatı bulunmayan şikayetçiler adına kayıtlı taşınmazların kooperatifin borcundan dolayı hacizleri mümkün olmadığından ve taşınmazların son haciz tarihinde borçlu kooperatif adına kayıtlı olmayıp şikayetçiler adına kayıtlı bulunmaları nedeniyle bu haciz şerhlerinin de kaldırılması gerektiği-
İİK'nun 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde şikayetçi-borçlu yönünden haciz talebinde bulunmadığına göre, adı geçen borçlu yönünden takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesi ve yenileme harcı ödenmesi gerektiği- Borçluya yenileme emri tebliğ edilmeden ve yenileme harcı yatırılmadan borçlunun menkul ve gayrimenkullerine konulan haczin usulsüz olduğu-
İİK. mad. 78 gereğince, alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre, takibin yenilenmesine ve yenileme harcı ödenmesine gerek bulunmadığı- Mahkemece; borçlunun İİK.mad. 71 ve 33/a uyarınca, icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlular hakkında yapılan takibe itiraz nedeniyle, davacı tarafından itirazın iptali davalarının açıldığı, takiplerin kesinleşmediği ve ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmayacağından alacaklının "aciz vesikası". elde etme imkanının olmadığı ve bu durumda mahkemece "kesinleşmiş icra takibi bulunmadığı ve davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerine, itirazın iptali davalarının sonucunun "bekletici mesele" yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi  gerektiği-
Ödeme emrindeki müddet geçmeden (takip kesinleşmeden) haciz yönünde alınan kararlar yok hükmünde olacağından bu karar doğrultusunda yapılan haciz işleminin de usul ve yasaya aykırı olacağı-
Alacaklının haciz talebinde bulunarak gerekli masrafı da yatırmış olmasının, haciz isteme hakkını kullandığının kabulü için yeterli olduğu- İcra müdürünün, borçluya gönderilen tebligatın dönmediğinden bahisle haciz talebinin reddine yönelik kararının sonuca etkisinin bulunmadığı ve bu durumda, alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için, İİK. mad. 78/5 gereğince, borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek olmadığı-
Bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken itirazın iptali davasında, dava açma süresinin itirazın tebliği ile başlayacağı- Ödeme emrine itirazın, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmemesi halinde ise dava açma süresinin başlamayacağı-
Adi ortaklık adına şikayetin ortaklardan herhangi biri tarafından açılması zorunlu olduğu; tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık adına yapılan şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle icra mahkemesince re'sen reddine karar verilmesi gerektiği- Adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kar payını haczettirebileceği ve adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün olduğu-
Kıdem tazminatının ücretten sayılacağına dair bir hüküm bulunmadığından tamamının haczedilebileceği-