Borçlunun itirazının alacaklılar vekiline tebliğ edilmesi ve bunun üzerine de alacaklılar vekili tarafından yasal sürede yapılacak müracaatla, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası ile itirazın kaldırılması ya da iptali sağlanmadan borçlunun itirazı ile duran takipte haciz talep edilemeyeceğinden haciz isteme hakkının düşmesinden bahsedilemeyeceği, dolayısıyla bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına da karar verilemeyeceği, buna göre, dosyanın işlemden kaldırılması ve harç ödenmesi ile dosyanın yenilenebileceğine yönelik icra müdürlüğü işlemlerinin, İİK.nun 78. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
Alacaklının dosyadan hacizli bulunan gayrimenkullerin, İİK. 100. md. malumatlarına esas olmak üzere takyidat listesinin ... Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmesini talep etmiş ise de, alacaklının bu talebi gibi, taşınmazın son imar durumu ile üzerindeki hacizlerin devam edip etmediğinin sorulmasına yönelik talepler takibi ilerletmeye yönelik takip işlemleri olmadığından zamanaşımını kesmeyeceğinden, şikayetçilerin murisi ... yönünden zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından itirazın kabulü ile İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Para alacağının korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil, ihtiyati haciz yoluna başvurulabileceği- Davacı vekili her ne kadar isteminde "ihtiyati tedbir" istemişse de, davacının amacı (iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı) para alacağını teminat altına almak olduğundan HMK. mad. 33 gereğince, talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gerektiği- Haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup, sadece maluliyet oranı ve kusur durumu çekişmeli olduğundan ve haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinden, ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde "tedbirde ölçülülük" ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerektiği- Yargılamanın her aşamasında toplanan delillerin niteliğine göre yeniden ihtiyati tedbir yada ihtiyati haciz talep edilmesi ve bunun yeniden değerlendirilmesi mümkün olduğu- HMK. mad. 341/1 gereğince, ihtiyati haciz talebinin reddi yada ihtiyati haciz talebinin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
Bankadan temlik aldığı alacak için TMSF'nin İİK.'na göre yapılmış takibe devam ettiği ve daha sonra alacağın şikayetçi-alacaklıya temlik edildiği anlaşıldığından, şikayetçinin takibi bakımından 6183 s. Kanun’un uygulanamayacağı- İlk alacaklı bankanın borçluya ait taşınmaza 27.01.1998'de ihtiyati haciz uyguladığı, 18.02.1998'de ödeme emrinin tebliğ edildiği, 06.07.1999'de haczin yenilendiği, 11.10.2000'de satış talebinde bulunulduğu, 11.06.2001'de satış avansı yatırıldığı görüldüğünden, bu haczin ayakta olduğu- Şikayet olunan bankanın ise 17.11.1997 tarihli ihtiyati haciz uygulandığı, 18.09.2000'de ihtiyati haczi kesin hacze dönüştüğü, 12.09.2002''de satış talebinde bulunulduğu, 13.09.2002'de ise satış avans yatırdığı görüldüğünden, şikayetçinin haciz ve satış tarihleri şikayet olunanın haciz ve satış tarihlerinden önce olduğundan, mahkemece, sıra cetvelinin iptali istemli şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayetin, her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebileceği-
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesinin bile haczin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı- Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de bulunmadığından, "haczin kaldırılması" isteminin ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği- İcra mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de, kendi aralarında kesin hüküm oluşturdukları- Kesin hüküm oluşturan bir mahkeme kararının varlığı halinde dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği- İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, eldeki şikayet yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Haciz ihbarnamesi (İİK. mad. 89/1) tebliğ edilen şikayetçi 3. kişinin, yasal süre içinde "borçlunun taahkuk etmiş bir alacağının bulunmadığı" belirtilmek suretiyle itiraz etmesi karşısında, borçlunun 3. kişi şikayetçi nezdinde doğmuş bir hak ve alacağının varlığından söz edilemeyeceği- Şikayetçi tarafından bir diğer dilekçeyle "sigortalıya herhangi bir ödeme yapılmadığının, tazminat ödemesi talebine haciz konulduğu”nun bildirildiği, bu dilekçe içeriğinden, şikayetçi 3.kişi tarafından, borçlunun kendisi nezdinde doğmuş ve doğacak bir hak ve alacağının varlığının kabul edilmediği, borçlunun tazminat ödemesi talebinden söz edildiği anlaşıldığından, İİK. mad. 78. maddesi uyarınca da borçlunun şikayetçi 3.kişi nezdinde doğmuş veya doğacak bir hak ve alacağının varlığından söz edilemeyeceği ve icra müdürlüğünce şikayetçiye borç muhtırası gönderilmesinin usulsüz olduğu-
İİK. mad. 78 gereği, üçüncü kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle, borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, üçüncü kişi tarafından borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapılması, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığının icra dairesine bildirilmesi gerektiği- İİK.'nun 89. maddesinden farklı olarak, haciz yazısına cevap verilmemesi halinde, üçüncü kişi nezdinde kesinleşen bir alacağın bulunmayacağı- Şikayetçiye tebliğ edilen haciz ihbarnamesine ilişkin tebligat parçası üzerinde maaş haciz müzekkeresi yazılması, haciz ihbarnamesini haciz müzekkeresine çevirmeyeceğinden, şikayetçi üçüncü kişinin itirazda bulunarak haciz ihbarnamesinin iptalinin istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Mahkemece, İİK'nun 78., 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle dosyanın muameleden kaldırılıp kaldırılmayacağının ve hacizlerin kaldırılmasının gerekip gerekmediği hususunun araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından, haciz tarihleri itibariyle olayda uygulanması gereken İİK.nun 106. maddesinde öngörülen yasal sürelerde (25.03.2005, 14.08.2009 tarihli hacizler yönünden 2 yıl, 15.09.2014 tarihli haciz yönünden 1 yıl) satış istenmediğinden söz konusu hacizlerin düştüğü- Taşınmazlarda ferdileşme işlemi yapılmasından sonra konulan hacizlerin, taşınmazlar şikayetçi-üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğunda yapılmış olduğu- Taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için, haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu- Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczinin mümkün bulunmadığı-