Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının boşanma dava tarihi itibariyle doğduğu, ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekeceği-
Ölümle vekâlet ilişkisi son bulduğu halde, davacının mirasçılarından vekâletname alınmadan veya mirasçıları davaya dâhil edilmeksizin, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Davacının gelir ve birikimiyle satın alınan taşınmazın davalı adına tescil edilmesinin Dairemiz ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre tek başına davacının gizli bağış iradesinin ortaya konduğunu göstermeyeceği, mahkemece, taraf delilleri toplanarak, dava konusu taşınmazların satın alınmasına davacının kişisel gelir ve birikimleriyle yaptığı katkı ile edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaz yönünden davacının değer artış payı ve/veya katılma alacağının yöntemine uygun olarak belirlenmesi ve işin esasına ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bağış nedeniyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Boşanma hükmü kesinleşmeden mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili karar verilmesi mümkün değil ise de (TMK.m.225/2), boşanma hükmü taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiğine ve böylece mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale geldiğine göre, bu taleplerle ilgili nispi peşin harcın davacıya tamamlattırılması (Harçlar Kanunu md. 30-32); harç tamamlandığı takdirde gösterilen deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi; harç tamamlanmadığı takdirde ise anılan yasanın 30. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekeceği-
Tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin kesinleşen kararı ile onanan protokol hükmü uyarınca tarafların karşılıklı mal taleplerinin bulunmadığına ilişkin protokoldeki ifadenin mal rejiminden kaynaklanan alacağı da kapsadığı-
Birbirleri ile çelişmemesi durumunda, aynı davada birden fazla boşanma sebebine dayanılmasının mümkün olduğu-
Boşanma dosyası içeriğindeki protokol ve beyanlarla tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye ettiklerinin kabul edilemeyeceği-
Eşler arasındaki mal rejiminin, TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermesi gerekeceği-