Boşanma dava tarihi itibariyle belirtilen kıdem-ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücreti alacağının muaccel hale gelmediği, bu nedenle tasfiyede hesaplamaya katılması ve bunlara yönelik talebin reddedilmesi gerekeceği-
Mal rejiminin tasfiyesi ile oluşan katılma alacağı isteğine ilişkin davada, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu-
Kişisel malların yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı, söz konusu bağımsız bölümlerin davalı eşe miras yoluyla kalmasından sonra da iyileştirmesine katkıda bulunulduğu iddia edilip kanıtlanmadığı, bu açıklamalar karşısında, 3093 ada 114 parselde bulunan 1, 10 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin davalı eşin murisinden kalan kişisel malı olduğu, bu nedenle davacı eşin bu taşınmazlar yönünden bir alacak hakkının bulunmadığı-
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu-
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olması gerekeceği-
Katkı payı alacağına konu edilen taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda üzerindeki bina ve arsası dahil dava tarihindeki değeri hesaplandığı halde uygun görülen %25 katkı oranının bu miktarla çarpılmak suretiyle davacının katkı payı alacağının hesaplanıp buna hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadının davalı erkek tarafından kullanılan marka ve modelini bilmediği aracın yarı değerini talep ettiği mal rejiminin tasfiyesine yönelik bu isteğin incelenebilmesinin; eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkün olduğu, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde mal rejiminin buna ilişkin davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği (TMK m. 225/2), boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı-
Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkin davada kabul ve ret oranlarına göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkin davanın aile mahkemesinde, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde aile mahkemesi sıfatıyla görüleceği-
Dava konusu meskenin tamamının banka kredisi kullanılarak alındığı açık ise de meskenin taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra üçüncü kişiye satılması, mal rejimi sona erdiği sırada davalının mal varlığında bulunması sebebiyle tasfiyeye gireceği açık olup, tasfiye sonrası üçüncü kişiye yapılan satışın davacının katılma alacağı hakkını etkilemeyeceği-