Mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesinden kaynakla­nan alacak isteği ve eşya alacağı isteğine ilişkin davaların aile mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Dava konusu evin 31.12.1997 tarihinde edinildiği, davanın, mal ayrılığı döneminde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı olup, 743 sayılı TKM'nin 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanunun 818 sayılı Kanunun 125 (TBK.m.146) maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, bu nedenle zamanaşımı süresinin başlangıcının boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesinin gerektiği, bu bakımdan davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
Eşler arasında evliliğin yapıldığı 15.11.1988 tarihinde TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 01.01.2002 tarihinde boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, (TMK.m. 202, 4722 sayılı Kanun.m.10/1) eşler arasındaki mal rejiminin TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihinde sona erdiği-
Mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkin davaların sonuçlandırıla­bilmesi için taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi gerekeceği-
Mal rejimi davalarında muvazaa nedeniyle açılan davaların sonucunun beklenmesine de gerek bulunmadığı, muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının olumlu sonuçlanması halinde, davacının mal rejimi nedeniyle alacağı kararla hak ettiği alacağının tahsilini kolayca sağlayabileceği, bunun dışında mal rejimi davasına bir etkisinin olmayacağı, şayet muvazaa iddiasına dayanmayıp sadece tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde, mal rejiminden kaynaklanan alacak denilmiş olsaydı terditli istek kabul edilip birlikte görülmesinin mümkün olabileceği-
4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, taraflar arasında bu tarihe kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığının, bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, yanlar arasındaki mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı 16.03.2006 tarihinde sona erdiği, dava konusu menkul ve gayrimenkul mal varlığının bir bölümün mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, bir bölümünün ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiği-
Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır; ancak, yabancı mahkeme hükmünün Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukuku'na göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabileceği-
Davacı evlilik tarihinden boşanma tarihine kadar sürekli olarak çalışmış, davalı ise, anılan sürede herhangi gelir getirici bir işte çalışmamış ev hanımı olduğundan kural olarak davacı kocanın taşınmazın edinmesine katkıda bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Taşınmaza yapılan ödemelerin bir kısmının evlilik tarihinden önce yapıldığı ve bu tarihe kadar yapılan toplu ödeme ile yapılan ödemeler davalının kişisel malı iken; evlilik birliği içinde yapılan ödemelerden davalının ziynet eşyasının satımından elde edilen para davalının kişisel malı olup kalan ödemelerin ise edinilmiş mal kapsamında olduğu-
Her ne kadar tedbire yönelik itiraz reddedilmiş ise de, davacının talebine konu alacaklar bakımından davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde ve bankada bulunan paranın 1/2'sini aşacak şekilde tedbir kararı verilmiş olup, davacının varsa katkı payı alacağı ile katılma alacağının tahsili garanti altına alınmış olmakla, HMK 389. maddedeki davacının hakkını tehlikeye düşürecek bir durumdan söz etmek mümkün olmadığından davalı vekilinin itirazının kabulü ile banka hesabında bulunan paranın 1/2'si üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-