Toplanan delillerden, tarafların açıklamalarından, tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından alacak talebine konu edilen taşınmazın 6.000 TL'si satın alınıp, davalı adına tapuya tescil edildiği; davacının o tarihte 2.250-TL olarak paraya çevrilen ziynet eşyalarının bozdurulmasından elde edilen bu para ile alım bedeline katkıda bulunduğu; o halde, dosya arasında bulunan usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun hesaplama içeren 04.12.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacının katkı oranı 225/600 olarak kabul edilip taşınmazın dava tarihinde belirlenen değeri olan 100.000 TL ile bu oranın çarpımı sonucu bulunan 37.500 TL için alacağın kabulüne karar verilmesi gerekirken; alımdaki katkı değeri 522,98 TL olarak gösterilen bilezikler nedeniyle ayrıca katkısının bulunduğu kabul edilmek suretiyle fazla alacağa hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Eşlerin, 14.08.1982 tarihinde evlendiği, 12.07.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20.09.2013 kesinleşmesiyle boşandıkları, mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği, sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Mahkemece, davacı erkeğin özel alışkanlıkları nedeniyle kişisel harcamalarının fazla olduğu, bundan ayrı 743 sayılı TKM'nun 152. maddesi uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğü bulunduğu, bu nedenle tasarruf edeceği miktarın davalı kadına göre daha az oranda olabileceği göz önünde bulundurularak TMK'nun 4 ve TBK 50 -51. maddeleri uyarınca davacı lehine hukuk ve hakkaniyete uygun bir oran belirlenerek taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri ile çarpılması sonucu tespit edilecek miktarca ve talep miktarı da gözetilerek davacı lehine alacağa hükmedilmesi gerekeceği-
Katkı payı alacak isteği-
Mahkemece, aracın bedelinin davacı-davalının annesi tarafından ödenerek alınması ve bedelsiz olarak davalıya devredilmesi nedeniyle davacı-davalının kişisel malı olduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından anne ve davacı-davalı arasında yapılan devre ilişkin olarak yeterli araştırma yapılmadan sadece tanık beyanları ile yetinilerek hüküm tesis edildiği; davacı tarafın, aracın devredilmesinden önce davalının annesinin SGK borcunun ödendiğini ve aracın bu şekilde devrinin sağlandığını ileri sürdüğü ve delil listesinde de bu hususu belirttiği; mahkemece yapılması gereken, iddia edildiği şekilde yapılan bir ödeme varsa aracın devrinin bağış olamayacağının ve dolayısıyla davacı lehine katılma alacağı hakkı doğacağından, davanın taraflarınca davacı-davalı E.T.'in annesinin SGK borcunun olup olmadığı, var ise borcun aracın alındığı tarihlerde kapatılıp kapatılmadığının tespiti için varsa ödeme kayıtlarının ilgili kurumlardan temin edilerek araştırma yapılması, sonrasında tüm delillerle birlikte değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Somut olaya gelince; birleşen davaya konu 1 nolu dükkanın tamamı ile 2 nolu dükkanın 1/2 hissesi davalının babası tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle davalıya devredildiği; davalı taraf devirlerin bedelsiz olarak yapıldığını savunmuş olup, tanık sıfatıyla dinlenen babası davalıyı doğruladığı; dosya kapsamı ve toplanan delillerden ispat yükü altında olan davacı tarafın, dükkanların davalının babası tarafından yapılan devrinde satış bedelinin ödendiğine ilişkin bir ispatı bulunmadığı; hal böyleyken, söz konusu taşınmazların davalının kişisel malı olduğunun kabulü ile davacı lehine 1 nolu dükkanın tamamı ve 2 nolu dükkanın 20.08.2003'te edinilen hissesi yönünden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı doğmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılması gereken parsel üzerindeki yapıların inşa tarihinin belirlenebilmesi için ilgili resmi kurumlara müzekkere yazılarak inşaatın varsa başlangıç, sürdürülüş ve bitişine ilişkin belgeler ile elektrik, su ve telefon aboneliklerinin başlangıç tarihlerinin belirlenmesi ondan sonra dosyanın uzman inşaat mühendisi ve hesap hukukçu bilirkişisine tevdi edilerek dava konusu parsel üzerinden yapıların inşaat başlangıç ve bitiş tarihinin belirlenmesi için rapor istenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşa göre bir karar verilmesi gerektiği-
Talebe konu araç, evlenme tarihinden önce satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş olduğundan, evlilik birliği içinde edinilmiş bir mal varlığı bulunmadığı gibi, evlilik birliği içinde bu araca bir katkı yapıldığı da iddia edilmemiş olup, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK. mad. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde olmadığı ve bu durumda, davada aİle mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yerinin asliye hukuk mahkemesi olduğu (HMK. mad. 2)- Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK mad. 114/c), iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulacağı (HMK mad. 115/1)-
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği, sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu-Tasfiyeye konu taşınmazlar ve motosiklet, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiş, araç ise eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı-
Eşler, 1979 yılında tarihinde evlenmiş, 2010 yılında açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmış olup,  mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiş olduğu (TMK mad. 225/son); sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden, TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 s. TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu (4722 s. K. mad. 10, TMK. mad. 202/1)- Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacağı (TMK. mad. 179)- Tasfiyeye konu meskeni davalının 24.09.1993 tarihinde satış yoluyla edindiği, 11.02.2010 tarihinde üçüncü kişiye sattığı, davacı kadının aile mahkemesinde TMK. mad. 194'e dayalı tapu iptal tescil davasını açtığı, 15.12.2010 tarihinde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalının 28.07.2010 tarihinde anılan davanın yargılaması esnasında tasfiyeye konu taşınmazı tekrar geri aldığı, bu oluşuma ve hayatın olağan akışına göre taşınmazın edinim tarihi itibariyle mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaz olup davanın konusunu katkı payı alacağı oluşturduğu; mahkemece, tarafların çalıştıkları işyerlerinden gelirleri araştırılıp tespit edildikten sonra taşınmazın alımında davacının katkısının belirlenmesi, TKM. mad. 152 uyarınca davalı erkeğin evi geçindirme yükümlülüğünün de gözetilmesi, dava tarihi itibariyle saptanacak taşınmazın sürüm (rayiç) değeri üzerinden davacının katkı payı alacak miktarının belirlenmesi gerektiği-
Dava konusu bağ niteliğindeki taşınmazın tümüyle davalının geliri (emekli ikramiyesi) ile alındığı, diğer bir anlatımla arazi alımına davacının katkısı bulunmadığı; davacının katkısının sadece arazi satın alındıktan sonra üzerine yapılan yapılara bina yapımı ve kuyu açılmasına ilişkin olduğu halde; arazi bedelinden de davacıya katkı payı hesaplayan hesap bilirkişi raporu uyarınca davacı yararına fazla alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu- Binanın yapımında davalının kızından borç aldığı ve daha sonra ödediği 60 gram altınla tarafların gelirlerine ve buna bağlı olarak hesaplanan katkı oranına karşılık gelen miktardan daha fazla olarak katkı yaptığı halde, davacının katkı oranının bina yönünden de %40 oranında kabul edilmesi suretiyle davacı yararına fazla alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu- Katkı payı alacağına ilişkin davada, 743 s. TKM. mad. 170 uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağına, ıslahla artırılan miktar yönünden ıslah tarihinden; kalan bölüm için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-