Somut uyuşmazlık incelendiğinde; tasfiyeye konu 4232 ada 7 parsel 12 nolu mesken, SS Beydağı Konut Yapı Kooperatifine üye olunarak edinilmiş olup, ilgili kooperatife eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 05.10.1998 tarihinde davalı adına üye olunduğu; 1998 ila 2006 yılları arasında ödeme yapıldığı, ayrıca toplu konut idaresinden kredi kullanıldığı; hükme esas alınan 29.05.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunun incelenmesinden ise belirtilen ilke ve esaslar gözetilmeden dosya kapsamına uygun düşmeyen şekilde düzenlendiği ve denetime elverişli olmadığı; mahkemece, yapılması gereken hüküm kurmaya ve denetime elverişli yeniden bilirkişi raporu aldırılarak davacı lehine katılma alacağı hesaplama yaptırılması gerekeceği-
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs. gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekeceği-
8. HD. 31.05.2016 T. E: 8932, K: 9583-
Davacının talebinin hatalı şekilde değerlendirilmesi HMK'nun 26. (HUMK 74) maddesi hükmüne aykırı olup, mahkemece dava dilekçesindeki ziynetlere ilişkin talep hakkında dosya kapsamında toplanan tüm deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği- Davacı taraf, dava dilekçesinde katılma alacağı talebinde de bulunmuş olup, arsa üzerindeki yapının TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra inşa edilen bölümünün olup olmadığının belirlenmesinin davacı lehine katılma alacağı hususunda önem arzettiği, mahkemece, inşaatın yapılışı ve bitiriliş tarihlerinin tespit edilmesi, anılan binanın 01.01.2002 tarihinde inşa edilen bölümünün araştırılması ve gerekirse bu konuda HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde açıklama istenilmesi, keşif ve bilirkişi incelemesi de yaptırıldıktan sonra gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hüküm altına alınan alacağın artık değere katılma alacağı olduğu; katılma alacağına hükmedilmesi ve faiz talep edilmesi halinde faize karar tarihinden itibaren hükmedileceği (TMK'nun 239/3.md.); mahkemece hükmedilen katılma alacağına uygulanan faizin dava tarihinden başlatılması doğru değilse de, bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği; temyiz edilen hükmün faiz başlangıcına ilişkin bölümünün HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerektiği-
8. HD. 31.05.2016 T. E: 8527, K: 9582-
Mahkemece, eşya ve ziynet alacağına yönelik davanın tümü reddedilmiş gibi değerlendirilerek eşya ve ziynet alacağı talep miktarının toplamı üzerinden davalı yararına yararına vekalet ücreti, davacı yararına da yasal mal rejimin mal rejimine dönüştürülmesi talebini kabulü nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedildiği; eşya alacağı davası, eşyaların yargılamanın ilerleyen aşamalarında davalı tarafından davacıya teslim edilip konusuz kaldığına göre, davacının eşya alacağı davası açmasında haklı olduğu kabulü ile, eşya alacağına konu edilen miktar üzerinden davacı yararına, reddedilen ziynet talebi üzerinden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının 16.09.2009 tarihi itibariyle emekli olduğu; boşanma dava tarihinden önce emekli olması nedeniyle davalıya ödenmesi gereken 91.321,51 TL emeklilik yardımının tamamının yeniden Oyak Emeklilik Maaş Sistemine aktarıldığı; o halde, emeklilik maaş sistemine aktarılan miktar üzerinden TMK'nun 228/2. maddesi gereğince bu miktarın mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraya isabet eden bölümünün peşin sermayeye çevrilmiş değerinin davalının kişisel malı olduğu dikkate alınarak bakiye miktarın artık değer kabul edilmesi ve buna göre davacının katılma alacağının hesaplanması gerektiği-
Davalılar alacak talebine konu edilen taşınmazların üçüncü kişiden bağış yoluyla edinildiğini iddia etmiş ise de; taşınmazlardan biri dışındakiler ispatlanamamış olduğundan, belirtilen bu pay dışında muris eş adına kayıtlı diğer taşınmazların hissesi edinme tarihi göz önüne alındığında edinilmiş mal niteliğinde olduğu- Davacı eşin edinilmiş mallarına  ziynetlerinin bedelini vermek suretiyle katkıda bulunduğu anlaşıldığından, davacının 'katılma alacağı' dışında TMK. mad. 227/1 gereğince 'değer artış payı alacağı' olduğunun kabulü gerektiği- Değer artış payı alacağına davacının kazancından elde ettiği birikimlerin katılmasının hatalı olduğu-Tarafların TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 den sonra evlendiği ve bu birikimlerin evlilikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, TMK. mad. 219 gereğince bu malvarlığının da edinilmiş mal niteliğinde olduğu- Mahkemece, davacının değer artış payı alacağı için, öncelikle ziynetlerin katkı tarihindeki değerinin hesaplanması için kuyumcu bilirkişiden ve taşınmazların değerinin tasfiye tarihine göre hesaplanması için uzman bilirkişiden rapor alınması daha sonra davacının usuli kazanılmış hakkı da dikkate alınarak hesaplama yapılarak değer artış payının hesaplanması gerektiği- Gerek katılma alacağı gerekse değer artış payı alacağının, mal rejimi ölümle sona erdiğinden tereke borcu niteliğinde olduğu-
Bozma öncesi verilen kararın temyiz edilmemesi halinde, lehine karar verilen taraf için kazanılmış hak teşkil edeceği - Kira gelirlerine ilişkin alacak talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-