Dosya içeriği, toplanan deliller, tarafların yargılama aşamalarındaki beyanlarına göre evlilik birliği içerisinde mal rejiminin tasfiyesine dair taraflar arasında usulünce yapılmış bir sözleşme bulunmadığı gibi, bu yönde fiilen bir anlaşmanın olduğuna ilişkin iddia yahut savunmanın da bulunmadığı, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde deliller toplanarak davacı-davalının değer artış payı ve katılma alacağı talebi hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi'nin görevli bulunmadığı- Uyuşmazlığın, davalının parayı davacıya iade edip etmediği noktasında toplandığı, mahkemece, hüküm fıkrasında "fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde karar verilmiş ise de gerekçe kısmında ilgili talep hakkında bir değerlendirme bulunmamakta, talebin hangi gerekçe ile reddedildiği anlaşılmadığından, bu durumun HMK 297/1-c maddesine aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Mahkemece, zeminin değeri hariç sadece fındık bahçeleri ve bina yönünden katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, hazineye ait arsa yönünden de hesaplama yaptırılması ve bu parsel yönünden davacı lehine fazla alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Dosya içeriği, toplanan deliller ve tanık beyanlarına göre, davacının gerek ailesinden kalan fındık bahçesinden, gerek başkalarına ait fındık bahçelerinde çalışması karşılığı gelirleri bulunmak suretiyle dava konusu edilen 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazların satın alımına katkıda bulunduğu anlaşıldığına göre, davacı kadın lehine TMK 4 ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir edilip, talep miktarı da gözetilerek bu oranın iki arsanın tespit edilen dava tarihi itibariyle değerleri ile çarpılması sonucu davacı lehine alacağa hükmedilmesi gerektiği-
Katkı payı alacağı isteği-
Değer artış payı ve artık değere katılma alacağı istekleri-
Mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu- Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, bu davanın usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılması gerektiği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Davacının Alser Endüstri Ürünleri Taah. ve Tic. Ltd. Şti.'ndeki %10 hissesinin davalı eşe verdiği vekaletname uyarınca davalı eş tarafından üçüncü kişi konumundaki müşterek çocuğa devredilmesinden kaynaklanan alacak isteği genel hükümlere/vekalet sözleşmesine (TBK m. 502, eBK m. 386 vd.) dayalı olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde olmadığından, davanın TMK'nun 2. kitabından kaynaklanmadığı, Aile Mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yerinin, 6100 sayılı HMK'nun 2. maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, görevin kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen göz önünde bulundurulacağı-
Dava dilekçesindeki alacak talebi evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tescil edilen ......... plakalı aracın mahkemece edinilmiş mal niteliğinde olup olmadığı tarafların iddia, savunma ve toplanan deliller çerçevesinde incelenip davacının bu araç nedeniyle artık değere katılma alacağının bulunup bulunmadığının incelenerek katılma alacağı hesaplandığı takdirde; talep miktarı da gözetilerek hükmedilen alacağa bu alacağın da eklenerek karar verilmesi gerekeceği-