Davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, genel tatil ve fazla çalışma ücreti alacaklarını talep ettiği davada, davacı kıdem tazminatı bordrosu ve istifa dilekçesindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak alacaklarına karşılık olarak hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı ise davacıya 26.01.2012 tarihinde .. TL kıdem tazminatı ödendiğini savunduğu, davalı işyerinde alanında uzman mali müşavir bilirkişi ile işyeri ticari kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak davacıya kıdem tazminatı ödemesinin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği- 
Uyuşmazlıkta işverence yukarıda açıklandığı üzere ek menfaat/ödeme yapılmadığı gözetildiğinde, taraflar arasında ikale sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği ve iş akdinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmaksızın sonlandırıldığının kabulü gerektiğinden, tanık dinlenmemesi şeklindeki usul hatasının sonuca etkili olmaması nedeniyle, bozma nedeni yapılamayacağının anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi hükmünün isabetli olduğu- 
İşverenin fesih işleminin geçersizliğinin tespiti ile işe iade talebiyle açılan davada, davacının husumette yanılarak davayı .... Genel Müdürlüğü yerine .... Büyükşehir Belediyesi’ne yönelttiği görülmektedir. Hasımda yanılmanın kabul edilebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesi .... Genel Müdürlüğü’ne tevcih edilerek yargılamaya onun hakkında devam edilmesi gerektiğinden, kararın bu nedenle bozulması gerektiği- 
Kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının talebiyle açılan davada, fesih esnasında işveren tarafından elden ve banka aracılığıyla yapılan ödemelerin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına karşılık yapıldığını savunduğu, davacının bu savunmaya karşı bir itirazda bulunmadığı; 758,63 TL ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerekirken, 2.175,29 TL ihbar tazminatı alacağının (mahsup yapılmamış ihbar tazminatı miktarının) hüküm altına alınmasının hatalı olduğu- 
Kıdem ve ihbar tazminatı ile, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalılardan tahsili talebiyle açılan davada, davacının kıdeme esas çalışma süresi olan 4 ay 15 gün süre nedeniyle tanınması gereken 2 haftalık ihbar öneli süresi dikkate alınarak ihbar tazminatı hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Islah dilekçesinde faiz talep edilmediği için ıslah edilen kısımlar yönünden faize hükmedilmemesi yerinde ise de aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının dava dilekçesi ile talep edilen kısımlarına en yüksek banka mevduat faiz oranını geçmemek kaydı ile yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerektiği- 
Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsili talebiyle açılan davada, davacı tarafından dava ve ıslah dilekçesinde ihbar tazminatının mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep edildiğinden ihbar tazminatı için yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken doğrudan yasal faize hükmedilmesi hatalı ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerektiği- 
Kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücretinin tahsili talebiyle açılan davada, davalının, cevap dilekçesinde, feshin haklı nedenle yapıldığını savunmasına rağmen yazılı fesih bildiriminde İş K. mad. 25/II'ye değil süreli feshe ilişkin 17. maddeye dayandığı- Davacıya verilen ihbar öneli de kıdemine uygun olmadığı ve sigortalı işten ayrılış bildirgesindeki ayrılış kodu ile savunmanın çeliştiği, işverence yapılan feshin haksız ve önelsiz olduğu anlaşıldığından davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerektiği- 
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi ve ödenmeyen ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebiyle açılan davada- İkale başka bir deyişle hem fesih hemde miktar anlamında taraflar arasında bir anlaşma sözkonusu olmadığından, davacıya yapılan ödemelerin, bilirkişi raporunda mahsubu sonucu hesaplanan bakiye kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine, yerinde olmayan gerekçe ile reddinin hatalı olduğu- Dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak, makul oranda takdiri indirim de yapılarak fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerekirken, kıdem ve ihbar tazminatı bordrosu altındaki ibra niteliği taşımayan soyut açıklamaya itibar edilerek, fazla mesai ücreti talebinin reddinin hatalı olduğu- Davacının hizmet süresine göre hak ettiği izinlerin kullandırıldığı veya fesih sonrası parasal karşılığının ödendiği, ispat yükü üzerinde olan davalı yanca kanıtlanamadığından, talep edilen yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması gerektiği- Davacının talep ettiği ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacakları açısından da, davalı işveren usulüne uygun yazılı ödeme belgeleri ile ödemeyi ispat edemediğinden ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin kabulü yerine, yerinde olmayan gerekçe ile reddinin hatalı olduğu- 
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebiyle açılan davada, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı işverenin iş akdini haklı nedenle feshettiğine dair savunmasından ve davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haklılığı kanıtlanamayan bir nedenle feshedildiğinin anlaşılması karşısında, davacının ihbar tazminatı talebinin de kabulü gerekirken, feshe ilişkin çelişkili gerekçe ile ihbar tazminatı talebinin reddi yönündeki kararın hatalı olduğu- 
Davacının hizmet akdi niteliği itibariyle asgari süre içeren belirsiz süreli hizmet akdi olup davacının iş akdinin işveren tarafından davacı işçiye ihbar öneli verilmeden feshedildiği anlaşıldığından davacının ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacının fazla çalışma ücreti talebi davacının üst düzey yönetici olduğu ve kendi mesaisini belirlediği gerekçesi ile reddedilmiş ise de;dosyadaki bilgi ve belgeler,tanık anlatımları ve özellikle taraflar arasındaki bireysel iş sözleşmesinin VI numaralı maddesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunun kararlaştırılması karşısında davacının fazla çalışma yaptığının anlaşıldığı- Dosyadaki bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak ve özellikle haftalık fazla çalışma süresinden 5,20 dakika mahsup edilerek hesaplama yapılıp hakkın özünü etkilemeyecek şekilde indirim yapılmak suretiyle fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerektiği-