Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 84. maddesinde hükme bağlandığı, buna göre; haksız ve yersiz alınan prim ve cezaların 10 yıl içerisinde geri alınabileceğinin öngörüldüğü ve ayrıca 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar ile 506 sayılı Yasanın 80. maddesine dayalı gecikme zammına ilişkin dava ve uyuşmazlıkların alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iŞ mahkemesinde çözümleneceğinin hükme bağlandığı-
Davalının, sigortalı olan M. Y.’a ehliyetsiz araç kullandırdığı, Bağ-Kur Yasasının 63. maddesine göre kurumun sigortalının ailesine ödediği miktarın, ehliyetsiz kişiye araç kullandırmak suretiyle eylemi suç teşkil eden kişiden tahsil etmesinin mümkün olacağı-
10 yıl gibi uzun bir süre yaşlılık aylığı ödendikten sonra isteğe bağlı sigortalılığın ve yaşlılık aylığının iptali işleminin Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen afaki iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı–
Yurt dışında geçen çalışmaların borçlanılabilmesi için yurda kesin dönüş yapmanın esas koşul olduğu, yurda kesin dönüşten söz edilebilmesi için yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri gerekse ilişkin olduğu tüm Sosyal Güvenlik Kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek üzere Anavatan’a dönüş yapmalarının gerekeceği-
Yurt dışında çalışanların, 506 sayılı yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı, hal böyle olunca, Sosyal Sigortalar Kanununun 60/H ve 62. maddeleri yalnız Türkiye’de çalışmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara uygulanacağı, yurt dışındaki çalışmalarını borçlanmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılar için uygulanmayacağı, öte yandan, Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmasında da, yaşlılık aylığı bağlanması için sigortalının işinden ayrılacağına ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı-
Tarım Bağ-Kurluluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtlarının karine olarak kabul edilecekleri, bu karinenin aksinin aynı güçte kanıtlarla çürütülmesi gerekeceği-
“Sigortalıların sürekli iş göremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin tesbitinde, kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karara bağlanacağı- İlgilinin Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna başvurmadan doğrudan mahkemeye uyuşmazlığı getirme veya görülmekte olan davada sürekli iş göremezlik oranına itiraz etme hakkına sahip olduğu- İşveren aleyhine açılan tazminat davası sırasında kurumca tespit edilen iş göremezlik derecesine göre sigortalıya gelir bağlandığı, bu orana tarafların itiraz etmediği ve bu oran nazara alınarak hesaplanan maddi zarara ilişkin karar kesinleştiğine göre, aradan uzun bir süre geçmeden, rücu davası sırasında, işverence elle tutulur verilere dayanılmadan sürekli iş göremezlik oranına itiraz edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olacağı-
Bir kimse Tarım Bağ-kur sigortalısı iken 506 sayılı Yasaya tabi olarak çalışması durumunda asıl olan 2926 sayılı Yasanın 4. maddesine göre, tarım bağ-kur sigortalılığının sona ereceği, 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının geçerliliğini koruyacağı-
Mahkemenin; borçlanılan döviz karşılığı prim tutarının sigortalı tarafından Kuruma ödendiği tarih ile Kurumca sigortalıya iade edildiği tarih arasındaki süre için değişen yasal faiz oranlarını gözeterek faiz miktarını hesaplaması yerinde ise de; iş bu yasal faiz ve borçlanma tutarı toplamından, 01.01.1997 ile 11.02.2000 tarihleri arasında olmak üzere sonradan geçersiz hale gelen borçlanma işlemi ile nedensellik bağı içerisinde bulunan ve sigortalıya hak etmediği halde ödenen yaşlılık aylığı tutarları yanında bunlara ait ayrı ayrı ödeme tarihlerinden iade tarihine kadar ki işlemiş yasal faizleri de indirilerek kalan olumlu farka göre Kurumun iade borcu kapsamının saptanması gerekeceği-
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınacağı-