506 sayılı Yasanın 80/11 maddesine göre, sigorta primlerini haklı sebep olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu Kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ve tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları-
Emeklilik nedeni ile hizmet aktinin sona erdirilmesi halinde, kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için "işçinin aylık ya da toptan ödemeye hak kazanmış olduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma müracaat etmiş olduğunu" belgelemesinin gerekeceği, bir başka anlatımla davacının ayrıldıktan sonra bağlı olduğu sigorta kuruluşundan emeklilik nedeni ile kendisine toptan ödeme yada aylık bağlandığına dair belgeyi işverene ibraz etmesinin gerekeceği, bu belgelerin işverene ulaştığı tarihi araştırılmadan, ayrılma tarihinden itibaren faiz alacağının hesaplanmasının hatalı olacağı-
Davacılar her biri ayrı ayrı Bağ-Kur’dan emekli aylığı almakta olup, mülkiyeti davacı babaya ait evde oturdukları, ayrıca davacı babanın bir işyeri bulunmadığı, ölen sigortalı ise sara hastası olup kendisinin bakıma gereksinimi olacağı, bu durumda, davacıların geçimlerinin ölen sigortalı tarafından karşılandığının kabulü mümkün olmadığından bu yönlere değinen ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekeceği-
Okul ve Merkez Müdürlerinin sigorta primleri için tahakkuk belgeleri hazırlayacağı ve bu belgelere göre ödenekler Bakanlık Bütçesinden ita amirleri ve diğer yetkililerce getirtilecek ancak ödeneklerin gelmesi halinde kuruma primlerin ödeneceği, bu düzenlemenin Bakanlık bütçesinde ödenek olmasa bile Devlet borcunun bu kişiler tarafından kişisel bütçelerinden ödeneceği şeklinde yorumlanamayacağı, bu nedenle, “Yönetmeliğin 13. maddesinin 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ile paralellik oluşturduğundan söz edilerek okul müdürlerinin primlerin ödenmesinden de sorumlu olduğuna” değinen Özel Daire bozma gerekçesinin yerinde görülmeyeceği-
Davacı sigortalının borçlanma talep tarihi ve yaşlılık aylığı tahsis tarihini kapsayan dönemde kesin dönüş yapıp yapmadığı özellikle bu tarihleri kapsayan dönemde davacının Federal Almanya’da fiilen mi çalıştığı yoksa isteğe bağlı prim mi ödediği yöntemince ve gereğince araştırılarak sonucuna göre fiilen çalışmışsa, “yurda kesin dönüş” koşulu gerçekleşmeyip 3201 Sayılı Kanuna dayalı yurt dışı hizmet borçlanmasının geçerliliğinden bahsedilemeyeceğinden davanın reddine; isteğe bağlı prim ödemesi halinde ise “yurda kesin dönüş” kavramına ilişkin ilke çevresinde yapılacak irdeleme ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Sigortalı hakkında Sosyal Sigortalar Kurumunca sürekli iş göremezlik gerekmez biçiminde rapor düzenlendiği, hiç kimse kendi yararına olacak bir davayı açmaya zorlanamayacağı (H.U.M.K.m.79) kuralı karşısında mahkemenin "Sosyal Sigortalar Kurumunun hasım gösterilmesi gerektiği" yönündeki direnme gerekçesinin uygun olmayacağı, o halde Özel Dairenin uyuşmazlığın mahkemece sonuçlandırılması gerektiği yönündeki bozma gerekçesinin yerinde olacağı-
Her sosyal güvenlik yasasının kendi kapsam ve alanını belirlediği, sigortalıları kendi bünyesinde tutmak istediği, kuşkusuz sistemden diğerine geçiş mümkün olup, bu geçişin muvazaa veya yapay bir geçişe dahası Yasaya karşı hileyi amaçlayan bir olguya dayanmamasının gerekeceği, bu nedenle iddia edilen fiili çalışmanın nitelik ve kapsamı ortaya konmayan kuşkulu ve hayat deneyimlerine uygun düşmeyen olgulara dayanmak suretiyle davacının Sosyal Sigortalar Kurumu nezdinde isteğe bağlı sigortalı olmak istemesinin kabul edilemeyeceği-
Sigortaya ilk tescil tarihinden çok sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı-
SSK tarafından -6183 sayılı Kanuna göre- idarî para cezasının tahsiline ilişkin takipten doğacak uyuşmazlıkların -alacaklı SSK Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki- iş mahkemelerinde çözümleneceği-
Davacının tarımsal faaliyetine ilişkin kooperatif vs. gibi ilgili kuruluşlarda kayıtları yok ise de, köy muhtarlığının bildirimi; 2926 sayılı yasanın 8.maddesi; bu yönde köy muhtarlarına görev verdiğinden kabulü gereken kanıtlardan olup davacının tarım bağ-kur sigortalılığının sona erdirilemeyeceği-