Tüm mahkeme kararları gerekçeli olmak zorunda olduğundan, ihtiyati haciz isteminin reddine dair karar verilmesi üzerine, gerekçeli karar yazılması gerektiği-
Yaklaşık ispat kuralından hareketle, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından sunulan faturalar ve ekindeki teslim alan kısmı imzalı sevk irsaliyeleri gözetilerek ihtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin anılan faturalar yönünden kabulü gerektiği-
İhtiyati haciz talebinde bulunan, muaccel alacağa yönelik talepte bulunmuş ve karşı taraf aleyhine açtığı itirazın iptali davası sonucu verilen, kısa karara dayanmış olup, her ne kadar ihtiyati haciz talebine dayanak olarak sunulan kısa kararın ilam yada ilam mahiyetinde bir belge olmasa da alacağın varlığını yaklaşık olarak ispat ettiği açık olduğundan talebin kabulü gerektiği-
İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispat koşulu aranmayıp, yaklaşık ispatın yeterli olduğu ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesinin işin tabiatında bulunduğu; mahkemece, borçlunun belirlenen itfa planı dahilinde borcu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği taraflar arasındaki protokol hükümleri dikkate alınarak, ihtiyati haciz talebi konusunda bir değerlendirme yapılması gerekirken alacağın varlığı ve miktarının çekişmeli olduğundan bahisle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu- Mahkemece, banka tarafından sunulan belgeler hakkında İİK'nın 258/1 maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin "alacağın varlığına kanaat getirmesinden" anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığı, bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesinin yeterli kabul edildiği- Somut olayda, alacaklının, fatura sevk irsaliyesi ve teyit formlarına dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunması karşısında, alacağın varlığına kanaat oluşturacak belgeleri ibraz ettiği anlaşıldığından, ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emirlerinin iptaline karar verilmişse de, takibin iptali yönünde verilmiş bir hüküm bulunmadığından, bu kararın ihtiyati haczin kalkmasına yol açmayacağı- İhtiyati haciz için yatırılan teminatın iadesi yönünde talepte bulunulmuş olmasının, teminat iade edilmediği sürece ihtiyati haczin kalkması sonucunu doğurmayacağı-
Alacaklı hamili olduğu çeki mahkemeye ibraz etmiş olup, çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin davada mahekemce kapsamı ve niteliği anlaşılamayan "ihtiyati haciz açılmasının ihtiyati tedbir yoluyla mahkeme kararıyla önlenmesine" dair tedbir kararına istinaden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
BA-BS formlarında bildirilen miktarlar kadar ödeme yapıldığı kanıtlanamadığından, dava konusu alacak hususunda ihtiyati haczin kabulüne dair yeterli kanaat oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kollektif şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya sona ermiş ise ancak ortak aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir ise de; aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, bu hüküm ortakların kişisel mallarına ihtiyati haciz konulmasına mani olmadığından şirket ortağının kişisel malları hakkındaki ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesi gerektiği-