İhtiyati haciz taleplerinde, yaklaşık ispatın yeterli olduğu dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, hesap kat ihtarının gönderilmesiyle birlikte borcun muaccel olduğunun, bu suretle borcun varlığının tespitinin yargılamaya muhtaç olduğu yönündeki gerekçenin yerinde bulunmadığı-Somut olayda borcun vadesinin gelmediği söylenemeyeceğinden mahkemenin uygulama yeri bulunmayan İİK'nın 257. maddesinin ikinci fıkrasına istinaden "borçluların mal kaçırma girişimlerinin bulunmadığı" gerekçesi de yerinde görülmeyip, ayrıca, kredi sözleşmesi, ipotek belgeleri ve hesap kat ihtarının aleyhine ihtiyati haciz istenenlere tebliğine dair tebligat evrakları getirtilerek kefiller yönünden Türk Borçlar Kanununun 586/1. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
İhtiyati haciz aşamasında esastan yargılama yapılarak, taraflar arasındaki sözleşmenin gerçekleşip gerçekleşmediği, edimlerin yerine getirilip getirilmediği hususlarının araştırılmasının mümkün olmadığı, yalnızca şekli açıdan inceleme yapılabileceği-
İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme kararına karşı, alacaklı tarafından istinaf ( istinaf mahkemeleri inceleme tarihi itibariyle faaliyete geçmediğinden temyiz ) yasa yoluna başvurulması üzerine, Özel Dairece verilen bozma kararı, İİK'nun 258. maddesi gereğince kesin olup, kesin nitelikteki bu bozma kararına karşı yerel mahkemece, direnme kararı verilmesinin usulen olanaklı olmadığı-
İİK’nun 258’inci ve 265’inci maddelerinde yer alan kanun yollarına ilişkin düzenlemelere göre ihtiyati hacze ilişkin her türlü karara karşı tüm kanun yollarının açık olmadığı- İİK’nun 258’inci maddesinde ihtiyati haciz isteminin reddine dair kararlara karşı temyiz ve karar düzeltme yolu açık iken, İİK’nun 265’inci maddesine göre ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararlara karşı sadece temyiz yolunun açık olduğu-
Kamu düzenine ilişkin kesin yetki halleri dışında mahkeme yetkili olup olmadığını re'sen nazara alamayacağı, bu nedenle, borçlunun itirazı olmadan mahkemenin kendiliğinden "yetkili olup olmadığını" incelemesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talebine konu ceza davasının henüz kesinleşmediği, bu durumda borcun varlığı ve vadenin geldiğinden söz edilemeyeceği-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati haciz davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-Mahkemece taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca hesap kat ihtarının borçlulara tebliği ile alacağın muaccel hale geleceği göz önünde bulundurularak "ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İcra ve İflas Kanunu'nun 258.maddesinde açıkça belirtilmeyip sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğinden, görev konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminin Ticaret Mahkemesinde görüleceği, ihtiyati haciz isteminin görev yönünden reddine karar verilirken ayrıca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmemesi gerektiği-
Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmadığından, şartları gerçekleştiği takdirde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebileceği-