Mahkemece, ipotek belgeleri getirtilip kefalet borcu için ipotek verilip verilmediği tespit edilerek, eğer ipotek kefiller yararına verilmiş ise rehin tutarı kadar olan alacak için alacaklının önce rehne müracaat etmesi gerektiği, ipotek şayet asıl borçlu lehine verilmiş ise bunun kefile başvuruyu engellemeyeceği nazara alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekeceği-
Kredi hesabının borçlu adına olduğu dosyaya sunulan müşteri hesap ekstresi kaydından anlaşıldığından, İcra ve İflas Kanunu'nun 258. maddesi hükmüne göre, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, ihtiyati haciz şartları oluştuğu kabul edilerek, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekeceği-
İİK'nın 257. maddesinde,  "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği" düzenlenmiş olup, bu talebin herhangi bir belgeye bağlanmasının şart koşulmadığı-
İhtiyati haciz istemine konu edilen bononun teminat fonksiyonunun bulunup bulunmadığı hususu yargılamayı gerektirmekte olup, mahkemece, yaklaşık ispat kurallarının egemen olduğu ihtiyati haciz istemi kapsamında, protokol hükümleri değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilemeyeceğinden, mahkemece, "itirazın kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu gerçek kişilerin şirket ortağı olmaları bir başına tacir olmayı gerektirmediğinden ve talepte bulunulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 17. maddesi gereğince ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri yetki sözleşmesi yapabileceklerinden; bonodaki yetki şartına itibar edilemeyeceği-Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan ve bu alacaklar için 6098 sayılı TBK'nın 89/1. (818 sayılı BK'nın 73/1) hükmü uygulanamayacağından, kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde kambiyo senedine mahsus ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı-
İcra ve İflas Kanunu’nun 265/1. maddesi uyarınca kendisi dinlenilmeden ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği- İhtiyati haciz talep eden alacaklının, ihtiyati hacze itiraz edilmeden önce başka bir mahkemede alacak davası açması halinde bu defa ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz, ihtiyati haciz kararını veren mahkeme tarafından değil esasa ilişkin davanın açıldığı mahkeme tarafından inceleneceği-
Takip öncesi alınan ihtiyati haciz kararının ayrıca borçluya tebliğinin zorunlu olmadığı-
İİK'nın 265/1 maddesi uyarınca borçlu, kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayanağı sebeplere, mahkemenin yetkisine, teminata karşı itiraz edebileceği-Niteliği itibariyle aranacak borçlardan olan kambiyo senedinden kaynaklanan alacağa dayalı ihtiyati haciz isteminde yetkili mahkemelerin; akdin ifa yeri olarak kabulü gereken ödeme yeri ve borçlunun ikametgahının bulunduğu yerin bağlı olduğu mahkeme olduğunun kabulü gerekeceği-
İİK'nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yed'inde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispat koşulu aranmayıp, yaklaşık ispatın yeterli olduğu ve "alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesinin işin tabiatından bulunduğu" dikkate alınarak "davalı vekilinin itirazının reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz taleplerinde, yaklaşık ispatın yeterli olduğu dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, hesap kat ihtarının gönderilmesiyle birlikte borcun muaccel olduğunun, bu suretle borcun varlığının tespitinin yargılamaya muhtaç olduğu yönündeki gerekçenin yerinde bulunmadığı-Somut olayda borcun vadesinin gelmediği söylenemeyeceğinden mahkemenin uygulama yeri bulunmayan İİK'nın 257. maddesinin ikinci fıkrasına istinaden "borçluların mal kaçırma girişimlerinin bulunmadığı" gerekçesi de yerinde görülmeyip, ayrıca, kredi sözleşmesi, ipotek belgeleri ve hesap kat ihtarının aleyhine ihtiyati haciz istenenlere tebliğine dair tebligat evrakları getirtilerek kefiller yönünden Türk Borçlar Kanununun 586/1. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-