Öncelikle sanığa ve borçlu şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar bulunduğu yerden temin edilerek, karşılaştırmalı olarak bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, inceleme ve karşılaştırma sonucu, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle sanığın borçlu şirkete şahsi ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini ve tazminat konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Sanık tarafından mal beyanı bildiriminin süresinde verilmediği anlaşılmakla, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu oluşmayacağı-
Suça konu haciz ihbarnamesine itirazın vekil tarafından yapılması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği- Birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahsın asıl borçlu firmaya kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait ticari defter ve belgeler ile aralarındaki sözleşme hükümleri gözönüne alınarak bilirkişi raporu düzenlettirilip sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği-
Şikayetçi vekilinin, 26/03/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, Harçlar Kanunun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlanmamışsa tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının isabetsiz olacağı-
Sanığın savunmasında suça konu şirket hisselerini 18/11/2014 tarihinde asıl borçlu M. İşeri’den devraldığını, şikayet tarihinden önce, 19/11/2014 tarihinde noter hisse devri sözleşmelerinde yazılı tutarların asıl borçluya ödendiğini beyan ederek, bunlara ilişkin hisse devri sözleşmeleri ile ödeme dekontlarını ibraz ettiği anlaşıldığından, beraatine karar vermek gerekeceği-
Tazminat ve cezalandırma istemiyle birlikte açılan davanın davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılacağı gözetilerek, tazminat talebi hakkında icra mahkemesince olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olacağı-
Temyiz davasının esastan reddi ile beraat hükmünün onanmasına karar verilerek kararın bu yönden kesinleşmesine rağmen yeniden bu hususta kurulan beraat hükmünün yok hükmünde olduğu- Tazminat istemi ile ilgili olarak istihkak davasına ilişkin kararın kesinleşme hususu tespit edilerek, kararın kesinleşme şerhli bir suretinin dosya içerisine alınarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerektiği-
İcra takibine yönelik yapılan itirazların sonucunun araştırılarak, takibin kesinleşip kesinleşmediği hususunun tespit edilmesi gerekeceği-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.03.1972 gün 1970/496 esas 162 sayılı kararında da belirtildiği gibi, İcra Mahkemesine İİK’nın 89/4 ve 338/1. maddeleri uyarınca hem tazminat hem de cezalandırma istemiyle birlikte açılan davada, icra hakimi davanın niteliğine göre hem hukuk ve hem de ceza hakimi sıfatına haiz bulunmakta olup, mahkeme sıfatının tayininde öncelikle cezalandırma isteğinin göz önünde tutulması gerektiği, tazminat ve cezalandırma istemiyle birlikte açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılacağı-
Şikayetçi vekilinin, 06/11/2015 havale tarihli şikayet dilekçesinde, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, Harçlar Kanunun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekeceği-