Üçüncü şahsa gönderilen haciz ihbarnamelerinde, üçüncü şahıs müddeti içinde itiraz eder ve fakat alacaklı, üçüncü kişinin cevabının aksini ispat ederse hem yanlış beyan vermekten cezalandırılıp hem de ayrıca tazminata hükmedilmekle; Harçlar Kanunu'na göre tazminata ilişkin yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği-
Tüzel kişinin sanık olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğu- Tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için yargılama harcının yatırılması gerektiği-
Somut uyuşmazlıkta; dava dosyası içeriğine göre, borçlu şirketin borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle hakkındaki icra takibi durdurulmuş olup, alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının ise dava dosyasından gönderilen yazısına göre henüz kesin sonuca bağlanmadığı, dolayısıyla davalı üçüncü şahıs hakkında haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında açılan ''Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma'' suçuna ait davanın “düşmesine” karar verilmesi gerektiği-
Birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle sanığın asıl takip borçlusuna ödemesi gereken kesinleşmiş ve muaccel kira borcunun ne kadar olduğu belirlenerek bu miktar kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken birinci haciz ihbarnamesi miktarınca tazminata mahkum edilmesinin hatalı olduğu-
Sanığın 28//05/2012 tarihinde usulüne uygun mal beyanında bulunduğu, mal beyanında belirtilen taşınmazların miktarı ile keşif sonucu alınan bilirkişi raporundaki miktarın farklı olmasının, tamamen yerel ölçülerden kaynaklandığı sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediğinin anlaşılması karşısında beraatine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Sanık tarafından mal beyanı bildiriminin süresinde verilmediği anlaşılmakla, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu oluşmayacağı-
Öncelikle sanığa ve borçlu şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar bulunduğu yerden temin edilerek, karşılaştırmalı olarak bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, inceleme ve karşılaştırma sonucu, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle sanığın borçlu şirkete şahsi ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini ve tazminat konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Suça konu haciz ihbarnamesine itirazın vekil tarafından yapılması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği- Birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahsın asıl borçlu firmaya kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait ticari defter ve belgeler ile aralarındaki sözleşme hükümleri gözönüne alınarak bilirkişi raporu düzenlettirilip sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği-
Şikayetçi vekilinin, 26/03/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, Harçlar Kanunun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlanmamışsa tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının isabetsiz olacağı-
Sanığın savunmasında suça konu şirket hisselerini 18/11/2014 tarihinde asıl borçlu M. İşeri’den devraldığını, şikayet tarihinden önce, 19/11/2014 tarihinde noter hisse devri sözleşmelerinde yazılı tutarların asıl borçluya ödendiğini beyan ederek, bunlara ilişkin hisse devri sözleşmeleri ile ödeme dekontlarını ibraz ettiği anlaşıldığından, beraatine karar vermek gerekeceği-