Haciz ihbarnamesinin 3. kişiye tebliği tarihi itibariyle, 3. kişi ile icra dosyasının borçlusu arasındaki ticari borç - alacak ilişkisinin ortaya çıkartılması amacıyla, her iki tarafa ait defter ve belgeler ile kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunma” suçunun oluşabilmesi için, borçlunun; aleyhine başlatılan bir icra takibi nedeniyle süresi içerisinde verdiği ve bu Kanun’un 74 üncü maddesindeki unsurları da içermek suretiyle geçerli olan mal beyanında bulunması gerektiği- Sanığın icra takip dosyasına sunduğu mal beyanı İİK'nun 74. maddesindeki unsurları içermediğinden sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği-
İİK’nın 338. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede....
Cezalandırma isteği ile birlikte İİK. 89/4 uyarınca tazminat isteminde de bulunulduğu anlaşıldığından, şikayetçi vekiline eksik dava harcını yatırması hususunda süre verilerek, haciz ihbarnamesine itiraz tarihi itibariyle üçüncü şahsın icra dosya borçlusuna kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığı konusunda üçüncü şahsın ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre hukuki durumunun tayini gerektiği-
Borçlu şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar bulunduğu yerden temin edilerek ve söz konusu çeklerin ödenip ödenmediği hususu ilgili bankalardan sorularak , üçüncü şahıs Ltd. Şti’ne ait ticari defter ve kayıtlarla karşılaştırmalı olarak bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, inceleme ve karşılaştırma sonucu, borçlu şirket ile üçüncü şahıs arasında kesinleşmiş ve muaccel bir alacak ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişiden aldırılacak bir rapor alınması gerektiği-
Cezaların şahsiliği prensibi gereğince vekil tarafından yapılan itirazda ceza sorumluluğu bulunmuyor ise de bu durumun şartları oluştuğu takdirde tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği-
Haciz ihbarnamesine vekil aracılığı ile itiraz edildiği ve vekilin fiilinden dolayı asilin cezalandırılmayacağı gerekçesi ile sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilemeyeceği- İİK’nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı kanunun 89/4 maddesi uyarınca da tazminat talep edildiği, itirazın vekil tarafından yapılması durumunda dahi tazminat şartlarının doğmasına engel bir durum bulunmadığından, aynı kanunun 89/4 maddesindeki “îcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü ile Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz.” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak, yargılamanın yapılabilmesi için harcın yatırılması gerektiği cihetle, şikayetçi vekiline eksik dava harcı yatırması hususunda süre verilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği
Mahkemece borçlu şirkete ait ticari defterlerin muhasebecisinden, bulunamadığı taktirde zabıta marifetiyle şirket yetkililerinden temin edilerek her iki şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Vekilin beyanından asil sorumlu tutulamayacağından, haciz ihbarnamesine vekil aracılığı itiraz edilmesi halinde "gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine kararı verilmesi gerektiği- Tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği, şikayetçi tarafa eksik dava harcını yatırması hususunda süre verilip, harcın ödenmesinden sonra birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahısın asıl borçluya kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait ticari defter ve belgeler ile aralarındaki sözleşme hükümleri gözönüne alınarak bilirkişi raporu düzenlettirip sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerektiği-
"Şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmesi, tazminat şartlarının doğmasına engel olmadığından, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle üçüncü şahıs sanığın, takip borçlusuna kesinleşmiş ve muaccel borcu bulunup bulunmadığı konusunda, borçlu ve üçüncü şahsın defter ve belgeleri incelenerek karar verilmesi gerektiği-