Yapılan yargılama ve toplanan delillerle uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı-davalı kadının birden fazla erkekle ilişkiye girmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin, davalı-davacı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığının, ortak çocuğa baba kız ilişkisine yakışmayacak davranışta bulunduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı kadının, erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olup ağır kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin talebe "Açık muvafakatinin” olmadığı konusunda bir duraksama olmadığı gibi davacı kadın tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslahın da bulunmadığı, o halde davacı tarafın bu davada Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141. maddesinde gösterilen süreden sonra yoksulluk nafakası talep edemeyeceği gözetilerek yoksulluk nafakası talebi hakkında süresinde olmadığından bahisle "Karar verilmesine yer olmadığına " şeklinde karar verilecek yerde yazılı olduğu üzere kesin hüküm oluşturacak şekilde talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davacı kadın yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 17.06.2019 T. E: 3273, K: 7222-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 1631, K: 7050-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 2018/5820, K: 7140-
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine hükmedilmiş ise de; davacı erkeğin dava dilekçesinde mahkemece kadına kusur olarak yüklenen vakıalara usulüne uygun şekilde dayanmadığı, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Davalı kadının, yasal süreden sonra verdiği cevap dilekçesinde yer alan maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde bu taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 194, K: 7155-
Boşanma davasından feragat eden erkeğin davaya kadar ki olaylardan dolayı davalının kusurlu kabul edilmeyeceği- Feragatin hasıl ettiği kesin hüküm etkisi karşısında, artık önceki olaylardan dolayı kişiye kusur addedilemeyeceği- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği- Nafaka yükümlüsünün bu konuda kusuru aranmayacağı-
Davalı kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak, sigortalı olarak çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, geliri var ise kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise kendi isteğiyle mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerektiği-
Boşanma davası içinde istenen, boşanmanın eki niteliğinde olan nafakaların ve tazminatların kabul ya da reddedilen miktarları üzerinden taraflar lehine ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-