Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının çok olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının ekonomik durumuyla ilgili olarak, kolluk vasıtasıyla hazırlanan ilk tutanakta kadının işsiz olduğunun, ikinci tutanakta ise kadının özel sektörde öğretmen olarak asgari ücretle çalıştığının belirtildiği, o halde davacı kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, çalıştığının anlaşılması halinde ise, geliri sorulmak suretiyle düzenli ve sürekli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerle uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı-davalı kadının birden fazla erkekle ilişkiye girmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin, davalı-davacı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığının, ortak çocuğa baba kız ilişkisine yakışmayacak davranışta bulunduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı kadının, erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olup ağır kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin talebe "Açık muvafakatinin” olmadığı konusunda bir duraksama olmadığı gibi davacı kadın tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslahın da bulunmadığı, o halde davacı tarafın bu davada Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141. maddesinde gösterilen süreden sonra yoksulluk nafakası talep edemeyeceği gözetilerek yoksulluk nafakası talebi hakkında süresinde olmadığından bahisle "Karar verilmesine yer olmadığına " şeklinde karar verilecek yerde yazılı olduğu üzere kesin hüküm oluşturacak şekilde talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davacı kadın yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 17.06.2019 T. E: 3273, K: 7222-
Mahkemece, davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden kadının çalıştığının, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğunun, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğunun, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşıldığı, bu durumda, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşmediği-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 2018/5820, K: 7140-
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine hükmedilmiş ise de; davacı erkeğin dava dilekçesinde mahkemece kadına kusur olarak yüklenen vakıalara usulüne uygun şekilde dayanmadığı, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Davalı kadının, yasal süreden sonra verdiği cevap dilekçesinde yer alan maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde bu taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 1631, K: 7050-
2. HD. 12.06.2019 T. E: 194, K: 7155-