Davada dayanılan ve davalıca ibraz edilen 10.07.2012 tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesini davacılar, S.E. ve M.Ç.'nin kendi adlarına kiraya veren sıfatı ile imzaladıkları; her ne kadar yargılama aşamasında davacılar vekili ,müvekkillerinin kira sözleşmesini Ç... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti. ni temsilen imzaladıklarını beyan etmişlerse de dava konusu taşınmazı davacılar S.E. ve M.Ç'nin  20.11.2013 tarihinde satın aldığı; davacıların taşınmazı iktisap etmiş olmaları nedeniyle tahliye talep edebileceği; bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Aidat borcunun alacaklısının site yönetimi olduğu, bu borcun ödenmemesi nedeniyle davacının gönderdiği temerrüt ihtarnamesine dayanarak tahliye isteyemeyeceği-
Taraflar arasında 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğu, davacı alacaklının keşide ettiği ihtarname ile Ekim-K. dönemi için kira bedelinin ödenmesini istediği ve bu ihtarnamenin 22.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, dava ihtarda tanınan 30 günlük sürenin geçmesinden sonra 24.12.2013 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulü ile kiralananın davanın açılmasından sonra boşaltıldığından konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi ve davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İcra takibinde ve açılan tahliye davasında pay paydaş çoğunluğu sağlandığı halde icra takibinin tüm kiraya verenler tarafından yapılmaması nedeni ile tahliye isteminin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Dava dilekçesinde alacağın bir kısmı için itirazın kaldırılmasının talep edilmesi halinde, mahkemece talep aşılarak takipte istenen alacak miktarının tamamı dava konusu edilmiş gibi davanın kısmen kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilen kısım yönünden davacı yararına ve takipte fazla istenen kısım yönünden davalı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
TBK. mad. 315 gereğince temerrüte dayalı tahliye davasında davalıya gönderilen ihtarnamede 30 günlük ödeme süresi verilmesi gerekirken 1 aylık süre verildiğinden ihtarın usulüne uygun olmadığı-
Temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, davalı savunmasında ihtara konu her iki ay için ayırım yapmadan ödeme savunmasında bulunduğundan, mahkemece ibraz olunan bu deliller değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacının gerek temerrüt ihtarnamesinde gerekse dava dilekçesinde belirttiği elden ödeme miktarları nazara alınarak kira alacağının bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması gerekeceği-
Tahliyeye ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan ve bu husus davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğundan birleşen davada tahliye isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının başlatmış olduğu icra takibinde kira alacağının tahsilini talep ettiği; mahkemece dava konusu taşınmazın hasılat kirasına konu olması nedeniyle en az 60 günlük ödeme süresi verilmesi gerekirken 30 gün ödeme süresi verildiğinden bahisle itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği; öncelikle davanın kira alacağının tahsili yönünden itirazın kaldırılması davası olup, davacı alacaklının tahliye isteğinde bulunmadığı; TBK 315 ve 362.maddelerinin temerrüt nedeniyle tahliye hükümlerini düzenlediği; bir başka deyişle kanunda düzenlenen bu ödeme sürelerinin kiralananın tahliyesi açısından önem ifade eder ise de, itirazın kaldırılması istemi yönünden bir öneminin olduğundan söz edilemeyeceği-