Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kiralanan taşınmazın tahliyesi, cezai şart ve gecikme tazminatı alacağı istemi- Taşınmazın bir kısmının üstü çatılı inşaat, bir kısmının boş arsa olduğu anlaşıldığından kiralananın baskın niteliği de irdenelenerek tartışmaya mahal vermeyecek şekilde niteliğinin tespiti, uyuşmazlığa TBK'nun genel hükümlerinin mi, yoksa Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları Hükümlerinin mi uygulanacağının tespiti gerektiği- Vadesinde ödenmeyen kira bedellerinin 6183 s. K. m. 51 gereğince gecikme zammı ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Kararın henüz kesinleşip kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılmadığı durumlarda mahkemece bu husus üzerinde durularak sonucuna göre tahliye talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Temerrüt ihtarnamesini tebliğ alan davalı, konutta teslim gönderilen ilgili havalenin davacı tarafından alınmadığını bu tarihte öğrendiğinin kabulü ile bekleme süresi geçmiş olan havale bedelini PTT'den geri alıp, otuz günlük ödeme süresi içinde davacıya ödemek zorunda olduğu; bu yolu seçmeyen davalının temerrüdü gerçekleştiğinden tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
TBK. mad. 315/2 uyarınca temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin davanın reddine karar verilmişse de, tebliğ adresinin dava dilekçesi ve kira sözleşmesinde belirtilen adres olduğu, komşunun belirtilen adreste olduğu ve davalı borçlunun komşusu durumunda olduğu hususunda tereddüt bulunmamakta olup, emniyet birimlerince düzenlenen tutanakla “Komşu ...  davalı-borçluyu tanımadığı” şeklindeki beyanın tebligatın usulsüzlüğüne delil olamayacağı- Herkesin komşusunu tanıması zorunluluğu olmadığı gibi, Tebligat Kanununun 21. maddesinde yasal olarak tanıma zorunluluğunun da getirilmemiş olduğu-
İ.İ.K.269/1 maddesi göndermesi ile uygulanması gereken TBK'nun BK’nun 315.maddesi (818 sayılı BK'nun 260.maddesi) gereğince 30 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden alacaklı tarafından genel mahkemeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanılması gerektiği- Kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Kiracıya verilecek sürenin konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gün olduğu- Akdin feshi için bu koşulların bulunması ve ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerektiği- Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği-
İİK.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük yasal ödeme süresi dolmadan icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Davacı temerrüt ihtarnamesinde dördüncü kira yılına ait yıllık kira bedelinin istemiş olup, ihtarnamenin keşide tarihi itibariyle dördüncü yıl kira bedeli muaccel olduğu, temerrüt ihtarnamesinin Türk Borçlar Kanununun 315.maddesinde belirtilen yasal unsurları taşıdığı anlaşıldığından, dördüncü yıl kira bedelinin henüz muaccel olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususun da gözönünde tutulması gerektiği- Teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödemenin de geçerli olduğu- Davalı, savunma yapmaması nedeniyle, sözlü kira ilişkisini inkar etmiş sayılacağından (HMK. 128), öncelikle davacıya, davalının kiracılık sıfatını kanıtlama imkanı verilmesi, kira ilişkisinin ispatlanması halinde ise ihtarname ile ödenmeyen kira miktarı ve aylar açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması, kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmalarının zorunlu olduğu- Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerektiği ve bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceği- Tapu kayıt suretlerinden müşterek mülkiyete konu olan iş bu taşınmazda; davacı dışında müşterek paydaşlar görüldüğünden, mahkemece öncelikle dava dilekçesinde varlığından söz edilen sözleşmenin davacı taraftan istenilmesi, varsa bu sözleşmeye göre davacının tahliye davası açma hakkı üzerinde durulması, böyle bir sözleşme yoksa davalı tarafça varlığına karşı konulmayan yazılı kira sözleşmesine göre kiralayan iki kişi olduğundan dava arkadaşlığı sebebiyle temerrüt ihtarın iki kiralayan tarafından keşide edilmesi ve devamında iki kiralayan tarafından tahliye davasının açılması gerektiği hususları üzerinde durularak, neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği-