Temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağı istemine ilişkin davada; davaya dayanarak yapılan ve hükme esas alınan 01.07.2004 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesini kiralayan sıfatıyla N.T. ve Y.T. imzaladığına göre tek başına dava açan davacının bölünebilir haklardan olan kira alacağından payına düşen kısmını istemeye hakkı olduğu-
Kiraya verenler iki ayrı kişi olduğu taktirde aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve tahliye istemli davayı da birlikte açmalarının zorunlu olduğu-
Kural olarak tarafların sözleşme süresi ile bağlı olup kira sözleşmesinin süresinden önce ve haklı bir gerekçe olmaksızın feshi durumunda feshe neden olan taraf açısından tazminat sorumluluğunun söz konusu olacağı; sözleşmenin kiraya veren tarafından haksız feshedildiği; bu durumda kiraya veren borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle kiracının uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olup davacının taleplerinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği; ancak borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle talep edilecek zararın kapsamı belirlenirken TBK.’nun 52/1.maddesi hükmünün de göz önünde bulundurulması gerekeceği; bu kapsamda zarar gören tarafın zararın artmaması bakımından gerekli tedbiri almasının gerekeceği; sonuç itibariyle kiracının fesih tarihinden itibaren aynı gelir seviyesine sahip benzer nitelikteki başka bir işyerini kiralayabileceği olağan sürenin tespit edilerek bu süreye ilişkin olarak davacının kayıplarının değerlendirilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkin davada; TBK. mad.310 uyarınca, sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malikin kira sözleşmesinin tarafı olacağı; bu nedenle taşınmazı iktisap eden malikin önceden kiraların kendisine ödenmesi için ihtar keşide edip, ardından ödenmeyen aylar kirasının tahsili için kiracı davalı hakkında icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği; bu itibarla davalı yanın tek yanlı ve geçersiz olan akdi feshetmesine dayalı olarak davacıdan tazminat ve cezai şart istenemeyeceği; bu durumda; davalı idarenin tahliye tarihine kadar ödenmeyen kira bedelleri ile sözleşmenin 3. maddesi gereği gecikme zammının tahsilini istemekte haklı olup sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri gereği cezai şart ve tazminat isteminde bulunamayacağından, mahkemece yasal düzenlemenin dışına çıkılmak suretiyle istemin tümden reddedilmesine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinin süresinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunduğundan, borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri kiracıyı temerrüde düşüreceği-Konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek süre 30 gün olarak öngörüldüğü, davacının dayandığı takip dosyasından davalı borçluya gönderilen ödeme emrinde ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görüldüğü, yasal otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, dipnotta yazılı olması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmeyeceği-Yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden, istemin reddine karar verilmesi gerekeceği -
Temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkin davada, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt ihtarının birlikte çekilmesi ve davanın da birlikte açılması gerektiği, temerrüt ihtarındaki bu eksikliğin yargılama aşamasında giderilemeyeceği için tahliye davasının reddine karar verileceği-
Kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemli davada, tapuda paylı mülkiyet hükümlerine tabi olarak kayıtlı bulunan taşınmazın kiraya verilmesi önemli yönetim işlerinden olduğundan, TMK.'nun 691/1.maddesi gereğince hüküm ifade edebilmesi için pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması gerektiği- Pay ve paydaş çoğunluğu sağlanan davada esasa girilerek hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen ve davalı tarafından imzası inkar edilmeyen 01.04.2010 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi mahkeme kararı ya da tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile feshedilmediğine ve kiralananın anahtarı usulüne uygun olarak davacı kiralayana teslim edilmek suretiyle kiralanan tahliye edilmediğine göre, geçerli olup sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayacağı; davalı kiracının kira ilişkisinden doğan edimlerini kiralayana karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu; davacı tarafından davaya dayanak yapılan 19.09.2013 keşide tarihli ihtara konu kira alacağının yasal sürede davalı tarafından ödenmediğine göre temerrütün gerçekleşmiş olup, mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
TBK. mad. 315 uyarınca gönderilen ihtarname ile verilen süre içerisinde kira parasının ödenmesi halinde temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemeyeceği ve ihtarnameye konu kira paralarının süresinde ödenmesi halinde, davacının temerrüt nedeniyle tahliye davası açmakta haklı olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalının vekalet ücreti ile yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği-